Adana
Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, 30 Ağustos Zaferi'nin tüm mazlum uluslara
hatta tüm insanlığa özgürlük ve kurtuluşa başı dik, onuruyla yönelişin bir
timsali olduğuna dikkat çekti. Çıtırık, Büyük Zafer'in yalnızca ulusal
tarihimizin değil, dünya tarihinin de en önemli mihenk taşlarından birisi
oluşturduğunu vurgularken, 26 Ağustos günü başlayan, 30 Ağustos'ta en üst
noktasına ulaşan ve 9 Eylül'de hedefine ulaşan bu ulusal şahlanışın 92. yıldönümünü
bir kez daha onurla ve gururla kutlarken özellikle belirtiyoruz ki, zaferimizin
temelinde ulusumuzun kendisine olan güveni ve inancı vardır. Temelin harcı da
Müdafa-i Hukuk felsefesidir. İnsanca yaşamanın ancak özgür, bağımsız ve egemen
bir Ulus olmakla gerçekleştirilebileceğinin bu en güzel örneği, canı ve kanı
pahasına da olsa ulusumuz tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu zafer, bağımsız, üniter, ulus devlet
anlayışı ile cumhuriyetin temelinin atıldığı, demokratik, laik, çağdaş Türkiye
yürüyüşünün başladığı gündür" dedi.
Çıtırık,
daha sonra şöyle devam etti:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün stratejisini belirleyip,
taktiklerini çizdiği ve başından sonuna kadar büyük ustalıkla yönettiği bu
büyük mücadele “Başkumandanlık Meydan Savaşı” olarak tarihe geçmiştir.
Yunan generallerinin İngiliz empeyalizminin başını
çekenlere “Türkler, eğer burayı 6 ayda geçebilirlerse 6 günde geçtik diye öğünsünler”
güvencesini verdikleri Dumlupınar müstahkem mevkiini muzaffer
ordularımızın 30 saatte yerle bir ettiği muhteşem zaferdir.
Atatürk'ün;
"Biz bizi yutmak isteyen kapitalizme ve bizi mahvetmek isteyen
emperyalizme karşı bir meslek izleyenleriz" şeklinde ortaya koyduğu
"Milli Mücadele" amacı, aynı zamanda "mazlum milletlerin"
esinlendiği temel zemin olarak evrensel etki yaratmıştır. "Biz İzmir'e
boynumuzda Halife'nin idam fermanıyla girdik" diyen İsmet İnönü, emperyalizme
bağdaşık Osmanlı siyaset anlayışını da anımsatarak dünya kamuoyu önünde teşhir
etmiştir.
Türkiye son yıllarda çetin günlerden geçmektedir.
Antiemperyalist, tam bağımsızlıktan yana Cumhuriyet ve devrim bilincine sahip
onurlu insanların geleceğe ilişkin kaygılar taşımakta oldukları
yadsınamaz bir gerçekliktir. ''Hukukun üstünlüğü" ilkesini yadsıyan
uygulama örnekleri alabildiğinedir.
Üzerinde başımız dik, onurumuzla, özgür ve egemen
yaşama kararlılığında olduğumuz bu toprakları bize vatan yapmak için dün, bugün
can veren, anıları önünde saygıyla eğildiğimiz kahramanlarımızın bize
bırakmış oldukları sorumluluğun bilincindeyiz. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki,
bu bilinç ve sorumluluğunun gerektirdiklerinin de farkındayız. Ulusumuz, her zaman
ülkesine, cumhuriyete, ulusal birlik ve beraberliğine yönelik iç ve dış
tehditleri ortadan kaldırmayı başarmıştır.
Hukuk Devletinin ve hukukun savunucuları, uygulayıcıları,
Adana Barosu mensupları olarak, Ulusumuzun ve
Adana Halkının bu büyük bayramını yürekten kutlarken; sevgili önderimiz Mustafa
Kemal Atatürk ve silah
arkadaşlarını, kahramanlarımızı saygıyla anıyor; çağdaşlaşma yolundaki laik,
demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olarak yaşatmak kararlılığında olduğumuz
Türkiye Cumhuriyeti’nin, bu yolda sarsılmaz adımlarla ilerlemesine ilişkin sorumluluğumuzun
bilincinde olduğumuzu bir kez daha kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz"