6 Şubat hepimiz için milat olmalı

6 Şubat hepimiz için milat olmalı

Depremzedelere Yardım ve Dayanışma Derneği (DEPDER) Başkanı Av. Nazan Akça Subaşı, Adil Durmaz’ın sunduğu Adil Durmaz ile Ayaküstü programının konuğu oldu. Gazette TV | YouTube hesabından canlı yayınlanan programda konuşan Av. Subaşı, ‘’Bizler insanız, depremleri engelleyemeyiz. Depremler doğal oluşumlardır. Bizler ancak bu depremler için önlem alırız. Ölen vatandaşlarımızı deprem değil, içinde yaşadıkları binalar öldürdü. Ülkece farkında olduğumuzda bir şeyler mutlaka değişecektir. 6 Şubat hepimiz için bir milat olmalı’’ dedi.

6 Şubat hepimiz için milat olmalı

İşte Av. Subaşı ile gerçekleştirdiğimiz o röportaj;

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Av. Nazan Akça Subaşı kimdir?

2010 yılından bu yana Adana Barosunda avukatlık yapıyorum. Meslekte 13. yılımdayım. Mesleğe başladığımdan beri birçok sosyal sorumluluk projesinde yer almaya çalıştım. Başka derneklerde de çeşitli görevlerde bulundum.

Depremzedelere Yardım ve Dayanışma Derneği (DEPDER)’nin hikayesi nasıl başladı?

Öncelikle herkese baş sağlığı dilemek istiyorum. Ben de bir depremzedeyim ve yakınlarımı kaybettim. Acının kimse için tarifi olamaz. Enkaz başında umutlu bir şekilde beklemek çok zor oluyor. Depremde maalesef ilk başta 11 tane bina yıkılmıştı sonradan bu sayı 13’e yükseldi. Ölü sayısı da 418’den 438’e kadar yükseldi. Depremin ilk günü yakınlarımın cesetlerine ulaşmıştım. Enkaz başında meslek kimliğimi bir kenara bırakıp, bir depremzede olarak ne yapabilirim düşüncesiyle orada bulundum. Enkaz başında beklerken, ‘’Bu bina neden yıkıldı?’’ gibi soruları düşündüm. Daha önce oturduğumuz İhsan Bayrak Sitesi, üç bloklu bir siteydi ve biz C bloğunda oturuyorduk. Sitenin A ve B bloğu yıkılmıyor, C bloğu yıkılıyor. Binanın yıkımı da normal bir yıkım olmadı. Bina resmen tuzla buz oldu. Adana’da yıkılan binaların geneli de bu şekilde yıkıldı. Kendim bizzat mahkemeye başvurarak özel bir tespit yaptırdım. Bunu yapmamız gerekiyor. Binaların enkazı kaldırıldığı zaman hiçbir sonuca ulaşılamayacaktı. Bizim ofisten 3 avukat 8 saat boyunca keşif başında durduk. Bina tamamen kumdan yapılmıştı. Projede C22,5 gözüken beton gerçekte 6,3 çıktı. 6,3 diye bir beton sınıfı yok. O kadar kalitesiz yapmışlar ki beton değil kum kullanmışlar. Uzmanlar gelip baktıklarında demir bağlamaları bile yanlış yapılmıştı. Burada suçlu müteahhitlerin ihmalinden mi bahsedelim çalışan işçilerden mi bahsedelim binayı kontrol eden belediyeden mi bahsedelim inan bilmiyorum. Gerçek şu ki ihmaller sürüsünden başka bir şey değildi bu. Bir binanın bile asansörüne bile bu kadar sıkı denetim yapılıyorken, canımızı emanet ettiğimiz binalarımıza neden böyle bir denetim yapılmıyor.

DEPDER’e ilgi nasıl oldu?

Enkazın başındayken bir WhatsApp grubu kurdum. Benim gibi olan herkesi o gruba aldım. Yıkılan bina benim eski oturduğum bina olduğu için, enkazın altında kalan canlarımızın birçoğu benim komşumdu. O sırada geleceği açık bir mühendis kızımız vardı ve o da enkazda ailesini kaybetmişti. Onun intihar haberini aldım. O haberi aldıktan sonra, depremzedelerin kendilerini yalnız hissettiğini düşündüm. Maalesef bu yalnızlık da insanı mahvediyor. Deprem psikolojisinde ailesini kaybetmiş insanlar, maalesef intihar eşiğine geliyor. İntihar vakalarını duymamla birlikte adım atmaya karar verdim. Harekete geçip enkaz grubundaki insanlara, ‘’Böyle bir projem var, dâhil olmak ister misiniz?’’ diye soru yönelttim. Onun üzerine çok fazla talep geldi. Böylece DEPDER’i kurduk. Yüzlerce kişi derneğe katılabilmek için bizlere ulaştı. Ben bunları görünce umutlanıyorum, yalnız olmadığımızı anlıyorum. Deprem bölgesindeki insanlardan birçok mesaj geldi. Onlar da bizlerle yalnızlıklarını paylaşmak istiyorlar. Konteynerde eğitim veren bir öğretmenimiz bize mesaj attı. 12 Haziran’da dernek gönüllüleri olarak oraya gideceğiz.

Adana’nın depremde unutulduğunu düşünüyor musunuz?

Adana yaklaşık 3 milyon nüfusa sahip bir şehir ve 6 Şubat’taki depremlerde de 13 tane bina yıkıldı. Arama kurtarma çalışmaları 3. gün başladı ve 13 binanın arama kurtarma çalışmaları 10. günde zor bitti. Yıkımın daha büyük olduğu illere Allah yardım etsin. Bu anlamda unutulduk ve sistemin yavaş işlediğini düşünüyorum. Adana’da hayat normale çabuk döndü. Maalesef deprem yakınlarını kaybedenler için deprem oldu. Deprem, Adana’da çok çabuk unutuldu. Hatta depremzedelerin de unutulduğunu düşünüyorum.

Derneğinizin bundan sonraki süreçte faaliyetleri neler olacak?

Biz bu derneği kurarken, psikolojiden yola çıkarak kurduk. İnsanlara yardımcı olabilmek adına kurduk. İnsanlar hukuken ve psikolojik açıdan ne yapabileceklerini gerçekten bilmiyorlar. İnsanların da ne yapacağını bilmediğini görmek insanların bana ışık oldu. İnsanların psikolojik olarak toparlanmaları için psikolojik destek ve haklarını arayabilmeleri için hukuki destek sağlayacağız. Ardından da eski hayatlarına geri dönebilmeleri konusunda maddi, manevi destek olabilmek istiyoruz. Derneğin amaçlarını böyle sıralayabiliriz. Bu dernek, Adana menşeili bir dernek ama sadece Adana ile sınırlı kalmasını istemiyoruz. Dernek tüzüğümüzü Avrupa Birliği ile iş birliği halinde projeler yapmak için oluşturduk. Türkiye’de kalkınma ajanslarına projeler sunmak, onlardan depremzedelere destek sağlayabilmek adına bir şeyler yapabilmek için çaba harcıyoruz. Maddiyattan önce insan sağlığına ve psikolojisine önem veriyoruz. Bu süreçte o insanların en çok buna ihtiyacı var. Ayrıca depreme dayanıklı binaların yapılmasına destek sağlamak istiyoruz. Kamu ve kuruluşlarımızla birlikte çalışmak istiyoruz.

Bu dernek, yardımlaşma ve dayanışma derneği mi olacak yoksa devamlılığı sağlanacak mı?

Bu dernek her zaman var olacak. Kurucu başkanı benim fakat benden sonra gelen kişi de bu derneğin devamlılığını sürdürecek. DEPDER, depremzedelerin dayanışması için kuruldu ama aynı zamanda depreme dayanıklı binaların inşa sürecinde de kontrolünü sağlayacak. Mühendis gönüllülerimizi bina inşaatlarında göndereceğiz. Apartman dairesi alacak vatandaşarın bizim güvencemizle hareket etmesini istiyoruz.

Peki, bu derneğe insanlar gelince neler görecek?

Acı bazen acıyla terapi edilirmiş. Ben bu acıyı yaşadığımda anladım. Aslında bir araya gelmek, hepimize terapi olur. Derneğimize gelen insanlar tüzüğümüzü görecekler, bakacaklar ve inceleyecekler. Belki ileride kamuya yararlı bir dernek olacağız ama en önemlisi sizinle aynı duyguları paylaşan insanlar bir araya gelecek. Burada birbirlerini görecekler ve yalnız olmadıklarını anlayacaklar. Depremzedeler birbirlerinin sesi olacak ve sesleri daha çok duyulacak.

6 Şubat sizce bir milat olacak mı? Bu bağlamda sizin beklentileriniz nelerdir?

Bizler insanız, depremleri engelleyemeyiz. Depremler doğal oluşumlardır. Bizler ancak bu depremler için önlem alırız. Dolayısıyla rahmetli Ahmet Mete Işıkara’nın, ‘’Deprem değil, binalar öldürür’’ sözlerini ben de tekrarlıyorum. Ölen vatandaşlarımızı deprem değil, içinde yaşadıkları binalar öldürdü. Bireysel olarak bunların farkında olmalıyız. Bireysel farkındalıkla yola çıkmalıyız. Ülkece farkında olduğumuzda bir şeyler mutlaka değişecektir. Bizler bu niyetle yola koyulduk. Depremin ve depremzedelerin unutulmaması için bizler bu derneği kurduk. Deprem gerçeğini kesinlikle unutmamalıyız. 6 Şubat bizim için milat olsun, artık hiç kimse binalardan hayatını kaybetmesin.

Peki, DEPDER’in davalara nasıl katkısı olacak? 

Biz DEPDER olarak, ileride açılan kamu davalarına mahkemelerde talepte bulunacağız. Bu konularda uzman hocalarımızı getirerek, vatandaşlarımızı bilgilendirmek istiyoruz. Bu deprem, herkesin depremi olsun. Hepimiz elimizi taşın altına koyalım.

 

Etiketler:
#adana #deprem #depder