TÜBİTAK projesi kapsamında yürütülen "Türkiye Bal Arısı
Alt Türlerinde Genetik Çeşitlilik Kaybı" adlı çalışmada, Türkiye'de
arıcılığın yoğun olduğu 58 il ile Yunanistan, Bulgaristan ve Gürcistan'dan
örnekler alınarak genetik analizler yapıldı. Anadolu, Kafkas, İran, Suriye ve
Karniyol gibi arı ırklarının incelendiği çalışmada, yerel ırkların korunmasına
rağmen genetik çeşitliliğin azaldığı belirlendi.
DAGEM Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, arı kayıplarının
birden fazla faktöre bağlı olduğunu belirterek, bunların arasında arıcılık
uygulamaları ve çevresel faktörlerin bulunduğunu ifade etti. Kekeçoğlu,
çevresel faktörlerin karmaşık olduğunu ve tarım ilaçları, endüstriyel atıklar,
iklim değişikliği gibi etmenlerin arı popülasyonunu etkilediğini vurguladı.
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de önceki dönemlerde
görülen 5 farklı saf arı ırkının yerini Anadolu ve Kafkas ırkı arıların aldığı
görüldü. Kekeçoğlu, bu durumun ticari ana arı kullanımının arı çeşitliliği
üzerindeki etkisini gösterdiğini belirtti.
Kekeçoğlu, arı ırklarının korunmasının önemine vurgu
yaparak, gelecekteki çevresel değişikliklere karşı dirençli ırkların muhafaza
edilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, yurt dışından arı ırkı getirilmemesi ve
arıcılık faaliyetlerinin yerel ırklarla sürdürülmesinin gerekliliğine dikkat
çekti.
Sonuç olarak, Türkiye'deki arı ırklarının genetik
çeşitliliğinin azaldığına dair yapılan bu çalışma, çevresel faktörlerin yanı
sıra ticari arıcılık uygulamalarının da arı popülasyonu üzerindeki etkisini
ortaya koymaktadır. Bu nedenle, yerel arı ırklarının korunması ve çeşitliliğin
artırılması için önlemlerin alınması gerekmektedir.