'Asansör faciasına' Adana'da protesto

'Asansör faciasına' Adana'da protesto

6 Eylül gecesi İstanbul Mecidiyeköy'de bir rezidans inşaatındaki asansör kazasında 10 işçinin feci şekilde ölmesine tepkiler sürüyor. 

'Asansör faciasına' Adana'da protesto

Adana'da da biraraya gelen DİSK, KESK, TMMOB ve Adana Tabip Odası yönetici ve üyeleri, İnönü Parkı'nda, 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan iş kazasını protesto ettiler. Burada ortak basın açıklamasını okuyan DİSK Bölge Başkanı Kemal Aslan, 10 emekçinin yaşamını yitirmesinin sorumlusunun Ak Parti iktidarının taşeronlaştırma, esnekleştirme ve güvencesizleştirme politikaları olduğunu savundu.

62. hükümetin ilk icraatının Mecidiyeköy'de yaşanan iş cinayeti olduğunu iddia eden Kemal Aslan, "Mecidiyeköy'de olay yerine ambulanstan önce tomaların, çevik kuvvetin gitmesi hükümetin işçi sağlığı ve güvenliğini değil, patronların çıkarlarını ve güvenliğini önemsediğini ve koruduğunu göstermektedir" dedi.

Aynı rezidans inşaatında birkaç ay önce de yaşanan bir iş kazasında bir işçinin yaşamını yitirdiğini anımsatan DİSK Bölge Başkanı Kemal Aslan, şirketin 5600 liralık cezayla inşaata kaldığı yerden devam ettiğini söyledi. Son kazadan önce de iddialara göre, asansörün arıza çıkardığı ve güvenli olmadığının defalarca işçiler tarafından dile getirildiğini, ancak Soma'da olduğu gibi 'işler aksamasın, zaman kaybedilmesin' dürtüsüyle hareket edildiğini ileri süren Aslan, şöyle devam etti:

"Nitekim Cumartesi geç saatlere kadar çalışılması da bu iddiaları doğrular niteliktedir. Diktikleri rezidansların, maden ocaklarının temelinde emekçilerin kemikleri, harcında kanı vardır. İş kazalarında özellikle son bir yıldır yaşanan ölümler adeta bir savaşta görülebilecek oranlara ulaşmıştır. Afrika'da Ebola salgınında ölenlerin sayısı ülkemizde iş cinayetlerinde yaşananlardan daha azdır. Doğal afetlerde bu kadar ölüm yaşanmamaktadır.

Yıllardır ısrarla işçi sağlığı ve güvenliğinin bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılmasının ölümlere davetiye çıkaracağını söylememize rağmen bu alanı da sermayenin insafına terk etmekten geri adım atmadılar. Taşeron çalışma yasaklanmadığı sürece yeni ölümlerin ve sakatlanmaların kaçınılmaz olduğunu söylememize rağmen şu günlerde Meclis'te görüşülmekte olan torba yasayla taşeronlaşmayı daha da yaygınlaştırdılar. Sendikal örgütlenme önündeki engelleri kaldırmak bir yana var olan kırıntıları bile ortadan kaldırdılar. Sendikalardan kimisini de kendilerinin yan kolu haline getirerek gelişecek tepkileri  onlar eliyle minimize etmeyi hedeflediler. Her iş katliamından sonra ölen emekçilerin yakınlarını para ile susturmak istediler! AKP Hükümeti işçi sağlığı ve güvenliği için tedbirler almayı, denetimleri artırmayı, katliamların sorumlularını en ağır şekilde cezalandırmayı değil unutturmayı, kanıksatmayı ve sömürü çarkının devamını sağlamayı ilke edinmiştir.

İş cinayetlerinde sadece Ağustos ayında 158 işçi hayatını yitirdi. Yılın ilk 8 ayında ise 1270 işçi ve emekçi iş cinayetlerinde katledildi. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere işçi sağlığı ve güvenliği alanında sistematik bir ihlal söz konusudur. Taşeronlaştırma, güvencesizlik ve esnek çalışma sistemi bu döngünün devamını sağlamaktadır.

İşçi ölümleri ve aşırı kar hırsı üzerine kurulu taşeron sistemini ve emekçilere kölece çalışma koşullarını dayatan, işyerlerinde işçi sağlığı ve güvenliği konularında yasal düzenlemeleri yapmayan, yeterli önlemleri almayan, işyerlerini düzgün denetlemeyen hükümet ve onun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ölümlerin siyasal sorumlusudur.

Dolaysıyla Hükümet bunun hesabını vermeli, sadece 2014 yılında yüzlerce emekçinin işçi sağlığı ve güvenliğinde bakanlığının sorumluluğu altında yaşanan ihmaller ve denetimsizlikler sonucu yaşamını yitirmesine neden olan  başta Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı (ÇSGB) olmak üzere hükümet istifa etmeli, bu cinayetin sorumluları hesap vermelidir. Soma katliamından sonra ortalıklarda görünmeyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in bu saatten sonra istifa etme dışında söylediği, söyleyeceği her söz pişkinliğin yanısıra emekçilere hakarettir, ölenlere saygısızlıktır. Her gerekçe emekçilerin bir kez daha katledilmesidir.

Başta Torunlar GYO’nun sahibi ve yöneticileri olmak üzere bütün sorumlular ve bunların arkasındaki güç olan AKP hükümetinin ilgili bakanı ve bürokratları gecikmeksizin yargı önüne çıkarılmalıdır.

Yaşamını yitiren emekçilerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz"

 

DİĞER HABERLER

DSİ
DSİ'ye 515 işçi alınacak
28 Kasım 2024 Perşembe
Eskişehir’de kar etkili oluyor
Eskişehir’de kar etkili oluyor
23 Kasım 2024 Cumartesi
Karayollarında yol durumu
Karayollarında yol durumu
15 Kasım 2024 Cuma