Özhaseki, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin asla akıllardan çıkartılmaması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin Alpler'den Himalayalar'a uzanan hat üzerinde deprem riski taşıyan ülkeler arasında beşinci sırada bulunduğuna dikkati çeken Özhaseki, bu gerçeklikten hareketle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.
Fotoğraf: Ahmet Okur/AA
Türkiye topraklarının yüzde 66'sının, nüfusunun ise yüzde 71'inin birinci ve ikinci dereceden deprem riski altında olduğunu belirten Özhaseki, "Son bir asırda denizlerimiz dahil ülkemizde 226 tane 6 ve üzerinde deprem meydana geldi. Denizde olanları saymazsak ana karamız üzerinde 60'tan fazla deprem yaşadık. Deprem sebebiyle son 100 yılda toplam 130 bin canımızı yitirdik." diye konuştu.
"Kahramanmaraş depremleri 18 şehre zarar verdi"
Özhaseki, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin kayıtlara "asrın felaketi" olarak geçtiğini anımsatarak, depremlerin doğrudan ve dolaylı olarak 18 şehre zarar verdiğini ve 14 milyon insanı etkilediğini söyledi.
Depremin ilk dakikasından itibaren devletin afet bölgesinde sahada olduğunu vurgulayan Özhaseki, "Sayın Cumhurbaşkanımız, 04.17'de hepimizden önce harekete geçmişti. Her şehre bakanlar, valiler, kaymakamlar görevlendirdi. Devletin bütün imkanları seferber edildi. Ben de o dönem AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı olarak 809 belediyemizi ivedilikle bölgeye yönlendirdim. Ancak şunu net olarak söyleyebilirim, bütün bir millet ayaktaydı. Biz de Bakanlık olarak afetin ilk anından itibaren çalışmalarımızı sürdürüyoruz." dedi.
"850 bin bağımsız bölümü teslim edeceğiz"
Deprem bölgesinde 6 milyon 609 bin 408 bağımsız bölüm içeren 2 milyon 376 bin 167 yapının hasar tespitinin yapıldığını bildiren Özhaseki, "Zaman zaman itirazlarla bazı ufak değişiklikler olsa da 680 bin konut, 170 bin dükkan/depo/ahır gibi bağımsız bölümün ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldiğini tespit ettik. Ortaya çıkan yapım maliyet 110 milyar dolar civarında. Ancak hiç kimse merak etmesin. Gece gündüz demeden çalışıyoruz. İnşallah 850 bin güvenli ve sağlam bağımsız bölümün yapımını tamamlayarak vatandaşlarımıza teslim edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Afetten zarar gören illerde TOKİ, Emlak Konut ve Yapı İşleri Genel Müdürlüğü eliyle 200 bin konutun inşasının hızla sürdüğünü anlatan Özhaseki, yıl sonuna kadar 46 bin konutu teslim edeceklerini belirtti.
Yerinde Dönüşüm projesine 240 bin başvuru
Mehmet Özhaseki, İller Bankası aracılığıyla bölgenin yeniden inşa çalışmaları kapsamında temin ettikleri yaklaşık 1,3 milyar avro finansman ile deprem bölgesindeki yerel yönetimleri desteklediklerini dile getirdi.
Afetten zarar gören şehirlerde bir yandan rezerv alanda konutlar yapmaya devam ederken, bir yandan da zemini uygun yerlerde, Yerinde Dönüşüm projesiyle vatandaşlara kendi evlerini yerinde yapma imkanı sunduklarını söyleyen Özhaseki, şunları kaydetti:
"Yerinde Dönüşüm projemizde Sayın Cumhurbaşkanımızın kararıyla hibe ve kredileri güncelledik. Konutlar için 750 bin lira hibe, 750 bin lira kredi, köy evleri için 750 bin lira hibe, 750 bin lira kredi, ahırlı köy evleri için 750 bin lira hibe, 1 milyon lira kredi, iş yerleri için 400 bin lira hibe, 400 bin lira kredi verilecek. Krediler, iki yıl ödemesiz olmak üzere 10 yıl vadeli ve faizsiz olacak. Başvurular e-Devlet üzerinden ayrıca Yapım ve Dönüşüm ofislerimizden yapılmaktadır. Hibe ve kredilerin yüzde 10'u peşin, geri kalanı ise inşaat ilerleme seviyesi esas alınarak ödenecek. Şu anda Yerinde Dönüşüm projemize e-Devlet üzerinden başvuru sayısı 240 bine ulaşmış durumda."
400 bin bağımsız bölümün dönüşüm süreci sürüyor
Özhaseki, şehir meydanlarını düzenleme kararı aldıklarını duyurarak, "Şehir merkezlerimizi ve şehirlerimizin en önemli prestijli caddelerini Bakanlık olarak biz yapacağız." dedi.
Türkiye genelinde yaklaşık 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan toplam 36 milyon bağımsız bölümün bulunduğunu aktaran Özhaseki, şöyle devam etti:
"Türkiye genelinde yaklaşık 6 milyon bağımsız bölüm risk altında. 2 milyon bağımsız bölümün acil dönüşmesi gerekiyor. 2012'den bugüne kadar kentsel dönüşüm projeleriyle Türkiye genelinde 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladık. Türkiye genelinde yaklaşık 400 bin bağımsız bölümün dönüşüm süreci devam ediyor. 2012'den bugüne kadar Türkiye genelinde kentsel dönüşüm projeleri kapsamında Bakanlığımızca 480 milyar lira değerinde kaynak kullanıldı."
İstanbul'daki kentsel dönüşüm
İstanbul'da 6 milyon konut ve 1,5 milyon ticari alandan oluşan toplam 7,5 milyon bağımsız bölümün olduğunu aktaran Özhaseki, bunlar arasındaki 600 binlik bölümün acil dönüşmesi gerektiğini söyledi.
Mehmet Özhaseki, 2012'den bugüne kadar kentsel dönüşüm projeleriyle İstanbul'da 800 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"İstanbul'da 170 bin 941 bağımsız bölümün dönüşüm süreci devam ediyor. 2012'den bugüne kadar kentsel dönüşüm projeleri kapsamında İstanbul'da 127 milyar lira civarında yatırım gerçekleştirdik. İstanbul'da acil dönüşmesi gereken 600 bin konut başta olmak üzere riskli 1,5 milyon bağımsız bölümü 5 yıl içerisinde dönüştürüp afetlere karşı dirençli hale getireceğiz. Yarısı Bizden'e İstanbullu hemşerilerimiz büyük bir teveccüh gösterdiler. Bugüne kadar toplam 1 milyon 233 bin bağımsız bölüm için müracaat yapıldı."
"Bazı belediyeler yeteri kadar emek sarf etmiyor"
İstanbul'un dönüşümünü dört adımda tamamlamayı düşündüklerini ifade eden Özhaseki, "Kentsel dönüşüm çalışmalarına daha hızlı devam edeceğiz. Yarısı Bizden kampanyamızla en az 200 bin konutu dönüştüreceğiz. Rezerv alanlarda 350 bin güvenli ve sağlam konut inşa edeceğiz. Kentsel dönüşümün önündeki engelleri ortadan kaldıracak yasa çalışmamızla dönüşümü hızlandıracağız." dedi.
Kentsel dönüşümün üç paydaşının bakanlık, belediye ve vatandaş olduğunu vurgulayan Özhaseki, şunları kaydetti:
"Biz her ne kadar büyük bir çaba ile gece gündüz demeden çalışsak da maalesef bazı yerel yönetimler, özellikle bazı belediyeler yeteri kadar emek sarf etmiyorlar. Durumun ciddiyetinden uzak bir şekilde hareket ediyorlar. Kolaycı bir söz bulmuşlar, 'Biz rantsal dönüşüm istemiyoruz.' Ben de onlara her seferinde diyorum ki Allah'ınızı severseniz rantsal dönüşüm yapmayın. Elinizde yasa var, imkan var, kentsel dönüşüm yapmak için ortaya çıkın, doğru bir program yapın, sonuna kadar destekleriz. Ama riskli bir iş, kolay değil. Düğünlere gitmek kolay, cenazelere gitmek kolay, sokaklarda gezmek kolay. Ne yazık ki bazı belediye başkanı arkadaşlarımız deprem kapısına geldiği halde kımıldamadan bir polemik konusuyla bu işi götürmekte devam ediyor. Bu da işin en üzücü tarafı."
"Küçümsenen, dalga geçilen TOKİ sınıfı geçti"
Özhaseki, Bakanlıklarına bağlı Kentsel Dönüşüm Başkanlığının kurulduğunu anımsatarak, bu düzenlemeyle kentsel dönüşüm sürecine yeni bir soluk getirdiklerini söyledi.
TOKİ eliyle 20 yılda 38 bin sosyal donatı ve 1 milyon 305 bin sosyal konut üretip, 5 milyon kişiyi ev sahibi yaptıklarını aktaran Özhaseki, şöyle devam etti:
"Çok şükür son deprem sürecinde de gördük ki eskiden biraz küçümsenen, bazen dalga geçilen TOKİ sınıfı geçti. Vatandaşlarımızın da gururu oldu. 81 ilin tamamında, 898 şantiyede halihazırda 240 bin 634 konut ve sosyal donatının inşasına devam ediyoruz. 250 bin Sosyal Konut Projesi kapsamında yapılması planlanan konut sayısı 266 bin 973'tür. Bugün itibarıyla 61 bin 210 konutun ihalesi yapılmıştır. Geri kalan sosyal konutlara yönelik çalışmalar devam etmektedir. İlk İşyerim projesi kapsamında Türkiye genelinde farklı il ve ilçelerde 40 adet proje yürütüyoruz."
Yapı denetim faaliyetlerine ilişkin bilgi veren Özhaseki, ülke genelinde 469 bin işe ait 800 milyon metrekare inşaat alanının denetiminin devam ettiğini, mimar ve mühendislerden 15 bin 500'ünün aktif olarak bu denetimlerde görev yaptığını söyledi.
Denetim faaliyetlerinin Bakanlıktan belgeli 2 bin 250 yapı denetim kuruluşunca yürütüldüğünü kaydeden Özhaseki, inşaatlarda kullanılan betondaki hata, kayıp ve kaçak oranlarının sıfır veya sıfıra en yakın hale getirilebilmesi amacıyla betonun çip ile takibi için Elektronik Beton İzleme Sistemi'ni 2018'de uygulamaya başladıklarını söyledi. Özhaseki, "Bu tarihten itibaren beş yıllık süreçte tamamlanan 405 bin bina ile devam eden 469 bin inşaattan toplam 33 milyon adet taze beton numunesi alınarak deneye tabi tutulmuştur." dedi.
Mevzuatta yapılan düzenlemelere ilişkin bilgi veren Özhaseki, müteahhitlerin sınıflandırıldığını, kendi aralarındaki grup ve yeterliliklere göre iş yapmasını sağlayacak bir ortama kavuşturulduğunu anlattı.
Enerji performansı normal binalara göre bir üst sınıfta olan ve yenilenebilir enerji kullanan, "Neredeyse Sıfır Enerjili Bina" konseptine aşamalı olarak geçişi başlattıklarını belirten Özhaseki, bu kapsamda 2023 yılı başından itibaren 5 bin metrekarenin üstündeki binalar için, nSEB kapsamında enerjisinin en az yüzde 5'ini yenilenebilir enerjiden karşılama ve Enerji Kimlik Belgesi sınıfı en az B olma zorunluluğu getirdiklerini aktardı.
Türkiye ulusal coğrafi bilgi sistemi kurulduğuna ve kamu kurumları arasında veri paylaşımının kolaylaştırıldığına da işaret eden Özhaseki, "Kamu kurumlarına ait 520 veri katmanına ilgililerin erişim ve paylaşımı kolaylaştırılmış, kamuda bürokrasinin azaltılması ve dijital devlete geçiş yolundaki hedeflere bir adım daha yaklaşılmıştır." dedi.
Akıllı şehir strateji ve eylem planlarını hazırlayarak yerel yönetimlere rehberlik hizmeti sunulduğunu anlatan Özhaseki, Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı'nı, "Hayata Değer Katan Yaşanabilir ve Sürdürülebilir Şehirler" vizyonuyla devam ettirdiklerini söyledi.
Yerel yönetimlere 2023'te 328 milyar lira kaynak
Özhaseki, yerel yönetimlere aktarılan kaynaklara ilişkin, "Yerel yönetimlere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden 2002 yılında 4,7 milyar lira kaynak aktarılırken, 2022 yılında ise bu rakam 270 milyar liraya ve 2023 yılı eylül ayı itibarıyla 328 milyar liraya ulaşmış bulunmaktadır. Merkezi bütçeden aktarılan bu paylar belediyelerde herhangi bir ayrıma gidilmeksizin objektif bir kriterle devam ettirilmektedir." bilgisini verdi.
Bakan Özhaseki, Bakanlığın KÖYDES Projesi kapsamında 2022'de 3,1 milyar lira ödenek kullanıldığını, 2023'te bu miktarın 3,8 milyar lira olduğunu aktardı.
Özhaseki, milli emlak faaliyetlerine ilişkin de bilgi vererek, 2B arazileri ile Hazine'ye ait tarım arazilerinin satışından 2023'te 1 milyon 32 bin hak sahibine tapularını teslim ettiklerini söyledi.
Hazine taşınmazları üzerinde üretim yapan çiftçilerin tarımsal üretim desteklerinden yararlanabilmesi için ecrimisil ile kullandıkları yerlerin sözleşme ile kullanılmasını sağladıklarını dile getiren Özhaseki, şimdiye kadar 80 bin çiftçi ile 1,3 milyar metrekare Hazine taşınmazı için ecrimisil olarak ödedikleri bedelin yarısı üzerinden kira sözleşmesi imzaladıklarını belirtti.
"İklim değişikliğini artık ülkelerin birer güvenlik meselesi olarak gördüklerini biliyoruz"
Özhaseki, Türkiye'nin iklim krizinin ağır sonuçlarıyla karşı karşıya kaldığını belirterek, iklim değişikliğinin neden olduğu sel, yangın, kuraklık ve müsilaj gibi sorunlara dikkati çekti.
İklim değişikliğinin en büyük nedeninin sanayi devrimi ile birlikte başlayan çevre kirliliği olduğuna işaret eden Özhaseki, ABD'nin, AB'nin, Çin'in ve Hindistan'ın dünyayı çok daha fazla kirlettiğini vurguladı.
Dünyanın dengesi bozulduğunda felaketlerin arka arkaya geldiğini vurgulayan Özhaseki, şöyle konuştu:
"Bu tahribatı onarıp yeniden dengeyi tesis etmeye çalışıyoruz. Ülke olarak iklim değişikliği ve çevre sorunlarıyla mücadeleyi her zaman siyaset üstü ve sınır tanımayan konular olarak ele alıyoruz. Hatta iklim değişikliğini artık ülkelerin birer güvenlik meselesi olarak gördüklerini biliyoruz. Ortak evimiz dünyanın geleceği için Türkiye olarak ulusal ve uluslararası ölçekte bütün adımları atıyoruz. Bu bağlamda Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile başlayan ekonomilerde yeşil dönüşüm süreci Türkiye'yi de oldukça yakından ilgilendiriyor."
Millet bahçelerinde hedef 100 milyon metrekare
Bakanlığın iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki çalışmalarını sıralayan Özhaseki, Paris İklim Anlaşması'na taraf olunduğu, İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ile 541 eylem ve bu eylemlerden sorumlu kuruluşları belirlediklerini, İklim Kanunu'nu hazırladıklarını ve güncellemeye devam ettiklerini söyledi.
İklim değişikliğiyle mücadele için millet bahçelerinin yapıldığını anlatan Özhaseki, "Hedefimiz 100 milyon metrekareye ulaştırmak, şu anda 81 milyon metrekaredeyiz." dedi.
Korunan alan miktarını artırdıklarını da dile getiren Özhaseki, yutak alanları yüzde 12,71'e çıkardıklarını, deniz temizliği konusundaki çalışmalar kapsamında mavi bayraklı plajların sayısının 551'e yükseldiğini bildirdi.
"Hedefimiz yeşil dönüşüm." diyen Özhaseki, bir taraftan yeşil dönüşümü gerçekleştirirken bir taraftan da yeşil sertifika vermek için gayret ettiklerini belirtti. Özhaseki, "Özellikle önümüzdeki yıllarda ihracatçılarımızı bekleyen büyük bir tehlike var. Bu konuda da bütün sanayicilerimizi uyarmaya da devam ediyoruz." dedi.
Özhaseki, 2002'de 15 olan katı atık düzenli depolama tesisi sayısının 2023 itibarıyla 93'e çıkarıldığına dikkati çekerek, bu tesislerde vatandaşların yaklaşık yüzde 90'ına hizmet verildiğini kaydetti.
"Sıfır Atık, amiral gemimiz olarak tarif edebileceğimiz bir projedir"
İklim kriziyle mücadele için çevrenin korunması gerektiğinin altını çizen Özhaseki, şunları söyledi:
"Bu anlamda Sıfır Atık, amiral gemimiz olarak tarif edebileceğimiz bir projedir. Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde bir küresel çevre hareketi ve dünya markası haline gelen Sıfır Atık ile bugüne kadar 172 bin binada sıfır atık yönetim sistemini hayata geçirdik ve 19,5 milyon kişiye eğitim verdik. Yapılan bu çalışmalarda 2017 yılında yüzde 13 olan geri kazanım oranı yüzde 35'e yükseldi. İnşallah 2035'te de yüzde 60'a çıkarmayı hedefliyoruz. Proje başlangıcından bu yana 45,5 milyon ton geri kazanılabilir atık, Bakanlığımızdan lisans almış işletmelerce işlenerek ekonomiye kazandırılmıştır. Toplanan atıklardan 96 milyar lira ekonomik kazanç sağlanmış, 432 milyon ağaç kurtarılmış, 108 milyon varil petrolden tasarruf edilmiştir."
Sıfır Atık'ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda 2022 yılının aralık ayında kabul edildiğini, 30 Mart gününün Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak ilan edildiğini dile getiren Özhaseki, "Sıfır Atık Projesi döngüsel ekonomiye katkıları kadar özellikle Türkiye'nin dünyaya kazandırdığı bir marka olmuştur." diye konuştu.
Atık su arıtma tesislerinin sayısının 1209'a ulaştığını ve deniz ve hava kirlilik denetimlerinin devam ettiğini dile getiren Özhaseki, "386 sanayi tesisine ait 764 bacadaki kirletici parametreleri 7 gün 24 takip etmekteyiz. Bu konuyla ilgili elimizden gelen her türlü faaliyeti gösteriyoruz. " dedi.
Bakanlığa bağlı genel müdürlüklerin çalışmalarına da sunumunda yer verdiğini belirten Özhaseki, "Hedefimiz, çevreyi korurken yatırım ortamının iyileştirilmesi ile sosyal donatı ve yeşil alanlarıyla, yaşanabilir sağlıklı ve afetlere dirençli şehirlerin oluşturulmasıdır." dedi.
Özhaseki, komisyon üyelerine teşekkür ederek 2024 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diledi.