Ali Erbaş, "Ey Kabe'nin Rabbi olan Allah'ım, senin
emrine uyarak, Hz. İbrahim'in ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın
çağrısını duyarak 'Lebbeyk Allahümme Lebbeyk' nidalarıyla sana yöneldik,
mukaddes evine, Beytullah'a geldik, kalbimizi zikrinle doyurmaya, ruhumuzu
aşkınla yoğurmaya geldik. Bizleri sevindir, kemale erdir, rahmetinle bahtiyar
eyle Allah'ım." ifadelerini kullanarak, şöyle devam etti:
"Biz aciz kullarınız. Emirlerini gereğince yerine
getiremedik, yüreklerimiz gaflete düştü. Emanetlerine yeterince sahip
çıkamadık, zayıf kaldı irademiz. Şimdi mahcup ve mahzun gönüllerle
huzurundayız. İnayetine sığındık, kapına geldik, hidayetine sığındık, lütfuna
geldik, kulluk edemedik, affına geldik. Sonsuz rahmetine güvenerek ellerimizi
yüce dergahına açtık, umutlarımızı boşa çıkarma, bizleri huzurundan boş çevirme
ya Rabb'i. Bu aciz halimizle bizi yalnız ve yardımsız, sensiz ve çaresiz
bırakma. Bizleri mahcup, mahzun, mahrum eyleme Allah'ım. Milyonlarca
kardeşimizle aynı heyecan ve duygularla, mahşer misali Arafat meydanında kıyama
durduk, senin huzurunda huzur bulduk. Huzurumuzu daim, vakfemizi makbul,
haccımızı mebrur, kalbimizi mamur eyle Allah'ım."
Erbaş, arife günü Arafat'ta dua için bir araya
geldiklerini hatırlatarak, alemlere rahmet olarak gönderilen, güzel ahlakıyla
insanlığa örnek kılınan Efendimiz Hazreti Muhammed'e sonsuz salat ve selam
etti.
Allah'tan insanların mal, can ve onuruna kastedenlere
fırsat vermemesini isteyen Erbaş, Efendimiz Hazreti Muhammed, Arafat meydanında
Allah'tan ne istediyse kendilerinin de aynısını istediğini söyledi.
Erbaş, kendilerini kardeşlik hukukuna riayet edenlerden
eylemesini dileyerek "Savaş, kriz, bunalımlar, insanlığı çepeçevre
kuşattı. Nimetlerle donattığın yeryüzünde bebekler açlıktan ölüyor. Milyonlarca
insan zorluk ve yokluk içinde hayat mücadelesi veriyor. Savaşların, korkunç
silahların, sefaletin kıskacındaki masumların hali vicdanları dağlıyor. Asrın
zalimleri yeryüzünü kasıp kavuruyor. Bizler imanın ve iyiliğin üstünlüğüne
inandık, barış için emek verdik, dualar ettik, mazlumun yanında ve zalimin
karşısında durduk ama bu zulümlere engel olamadık. Aczimizi ve mahcubiyetimizi
kudretine arz ediyoruz, bize katından bir rahmet gönder, bize katından bir
nusret gönder, yeryüzünde iyilik egemen olsun diye çalışıyoruz, bize yardım
eyle." diye dua etti.
"Ayaklarımızı yolunda sabit kıl ve kafirlere karşı
bize yardım eyle"
Arakan'dan Keşmir'e, Filistin'den Doğu Türkistan'a mazlum
diyarlarda zulme maruz kalanlar olduğuna dikkati çeken Erbaş, Allah'tan onları
bu zulümden kurtarmasını, masum ve mazlumların ahını zalimlerde bırakmamasını
diledi.
Erbaş, "Mekke ve Medine'nin kardeşi" Kudüs'ün
mahzun kaldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mescid-i Aksa'nın harim-i ismetine zalimler
musallat oldu. Yangın yerine döndü yüreklerimiz, söndürmek için bize Hz. Ömer
gibi, Selahattin Eyyubi gibi yiğitler nasip eyle. Dünyanın değişik yerlerinde
yüce dinimize, mukaddes kitabımıza, sevgili peygamberimize, camilerimize,
Müslüman kardeşlerimize saldıran, düşmanlık yapan azgınlara fırsat verme.
Rabbi'miz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı yolunda sabit kıl ve kafirlere
karşı bize yardım eyle. Ey müminlerin umudu, mazlumların sığınağı olan
Rabbi'miz, asırlardır yüce dinimiz İslam'ın yolunda, her türlü kötülüğün,
haksızlık ve zulmün karşısında, mazlumların, muhacirlerin, gariplerin, yetim ve
kimsesizlerin yanında olan aziz milletimizi ve devletimizi ilelebet payidar
eyle. Milletimizin bekasını sarsacak, huzur ve kardeşliğimizi bozacak her türlü
dahili ve harici düşmanlardan memleketimizi halas ve emin eyle. Bölünüp
parçalanmaktan, çözülüp dağılmaktan, ayrılığa düşüp zayıflamaktan bizleri
muhafaza eyle. İstiklal ve istikbalimize kastedenlere, varlığımıza ve
vatanımıza göz dikenlere fırsat verme. Allah'ım zalimlerin, hainlerin, kafirlerin,
münafıkların kurdukları tuzakları kendi başlarına ma'kus eyle."
Dünyayı huzur ve selamet yurduna dönüştürebilmek için
Allah'tan kendilerine güç vermesini isteyen Erbaş, "Bize güç ver ki gök
kubbemizde yankılanan ezanlarımız dinmesin, özgürce inancımızı
yaşayabileceğimiz bağımsız vatanımızın bağımsızlığımızın sembolü, rengini,
mukaddesatımız uğruna canlarını feda eden şehitlerimizin kanından alan ay
yıldızlı al bayrağımız göklerden inmesin. Şanlı ordumuza ve güvenlik
güçlerimize karada, denizde, havada her zaman ve her yerde yardım eyle.
Ordumuzu her daim mensur ve muzaffer eyle." diye dua etti.
Son dönemde yaşanan yangın, sel ve depremlere değinen
Erbaş, şu ifadeleri kullandı:
"Hüznün ve acının yuvalandığı yüreklere inşirah ver
Allah'ım. Senden başka gidecek kimsemiz yok. Sana Hazreti Yakub'un
kelimeleriyle iltica ediyoruz. 'Sıkıntımızı, kederimizi ve hüznümüzü sadece
sana arz ediyoruz. Sen Rahman'sın, sen Rahim'sin. Senin sonsuz merhametine
iltica ediyoruz. İlticamızı kabul eyle.' Bizleri korktuklarımızdan emin,
umduklarımıza nail eyle. Dünyanın zorluk ve sıkıntıları karşısında bizlere
metanet ver. Zorluklarımızı kolaylaştır, sıkıntılarımızı def-u ref eyle.
Takatimizi aşan ağır imtihanlardan, felaket ve musibetlerden, hastalık ve
afetlerden bizi, ülkemizi ve bütün dünyamızı muhafaza eyle. Yaşadığımız
afetlerde elinden gelen bütün imkanları seferber ederek depremzede
kardeşlerimizin yanında yer alan kullarını sen de kıyamet sıkıntılarından
kurtar. Senin rızandan başka hiçbir karşılık beklemeden kardeşlerinin yarasını
sarmaya koşan milletimizin sen de her türlü derdine derman ol Allah'ım."