Olay, 20 Ekim 2013'te Adana Otogarı civarında meydana geldi.
Üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Mithat Çulcu, 9 günlük bayram tatili
sonrasında eğitim gördüğü İstanbul'a gitmek için kendisini yolcu etmek isteyen
arkadaşları 21 yaşındaki Ebubekir Şahin ile 20 yaşındaki Sinan Aslan'la otogara
gitti. Otobüsün hareket saatini bekleyen arkadaşlar otogar yakınında bir
lokantada yemek yiyerek, alkol aldı. Daha sonra otogar tarafına geçen 3
arkadaş, iddiaya göre karşılaştıkları Ercan Doğan ve Muhammed Bilgin'e Kürtçe
'Biz büyüğüz" diyerek el kol hareketi yaptı. 3 arkadaşın sözlerine aldırış
etmeyen Doğan ve Bilgin yollarına devam etti. Kaldırımdan yaya olarak devam
eden Doğan ve Bilgin'e tel örgünün diğer tarafında bulunan 3 arkadaş sataşmayı
sürdürerek küfür etti. Üstgeçit civarına gelen Doğan ve Bilgin tekrar 3
arkadaşla karşılaştı. Bu sırada Çulcu Doğan'ı, Aslan da Bilgin'i tuttu, Şahin
ise üzerinden çıkardığı bıçağı Doğan'a doğru salladı. Bacağından yaralanan
Doğan, Bilgin ile beraber otogar kavşağına doğru koştu. Yere yıkılan Doğan,
kaldırıldığı hastanede kan kaybından hayatını kaybetti.
125 KAMERA KAYDI İNCELENDİ
Cinayeti araştıran ve görgü tanığı bulamayan polis, otogar
ile çevredeki işyerlerinin güvenlik kamera kayıtlarını topladı. Polis 125 kameranın
kayıtlarını inceleyip, bilet alanlardan olay saatinde otobüslere binen
yolculara kadar bir çok ayrıntıyı inceledi. Ekiplerin yaptığı çalışma
sonrasında Ebubekir Şahin, Mithat Çulcu ve Sinan Aslan'ın cinayete karıştıkları
belirlendi. Operasyon düzenleyen polis, cinayet şüphelisi 3 genci yakaladı.
Mahkemeye çıkarılan 3 arkadaş tutuklandı.
SANIK ÖLENİN AİLESİNİNDEN ÖZÜR DİLEDİ
Ebubekir Şahin, Mithat Çulcu ve Sinan Aslan hakkında 'kasten
öldürme' suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle Adana 3'üncü Ağır Ceza
Mahkemesi'nde dava açıldı. Duruşmada savunma yapan Ebubekir Şahin, karşıdan
gelen Doğan ile Bilgin'in kendisini geçtikten sonra arkasında yürüyen Mithat
Çulcu'ya omuz attıklarını iddia edip kendini şöyle savundu:
"Ben arkamı döndüm Mithat'ı tutarak yolumuza devam
etmek istedim. Mithat da iki kişiden özür dilemiş, yolumuza devam ettik. Biraz
yürüdükten sonra tellerin oradan bize küfür ettiler. Otogarın içinde adamları
olduklarını bizi sıkıştıracaklarını söylediler. Biz de bunun üzerine otogarın
içine girmektense dışarı doğru kaçmayı tercih ettik. İlerde tekrar karşılaştık.
Bu sırada Bilgin elinde bulunan cam şişeyi Sinan'a doğru fırlattı. Doğan da
cebinden bıçak çıkarttı. Bunun üzerine ben de bıçağımı çıkardım. Yaklaşmamaları
için savururken Doğan, elime tekme atarak bıçağı düşürmeye çalıştı, ancak
başaramayınca kaçmaya başladı. Bilgin de arkadaşının kaçtığını görünce kaçtı.
Daha sonra Bilgin, kırılmış olan cam şişeyi alıp, üzerimize koştu. Ben de
yaklaşmaması için bıçağı savurmaya başladım. Bu sırada Doğan ile Bilgin koşmaya
başladı. Biz de otobüsü kaçırdığımızı anlayınca eve döndük. Bıçağın üzerindeki
kanı görünce vurduğumu anladım. Maktülün ailesinden özür diliyorum.
Pişmanım."
Sinan Aslan ve Mithat Çulcu da Şahin'i destekleyerek, Doğan
ve Bilgin'in kendilerine küfür ederek şişe attığını, uzaklaşmak istemelerine
rağmen ikilinin peşlerini bırakmadıklarını söyledi.
MAHKEMEDE GASP İDDİASI
Olay sırasında Doğan'ın yanında bulunan Muhammed Bilgin
tanık olarak mahkemede verdiği ifadede, sanıkların kendilerini gasp etmek
istediklerini öne sürdü. Soruşturma sırasındaki ifadesinde gasp iddiasından
bahsetmeyen Bilgin, olayın şokuyla ne dediğini bilmediğini söyledi. Olay günü 3
arkadaşın kendilerine bakarak Kürtçe konuştuğunu belirten Bilgin şunları
anlattı:
"Ercan, 'bunlar bizim hakkımızda mı konuşuyorlar' dedi.
Ben de 'bilmiyorum' dedim, umursamadık yolumuza devam ettik. Daha sonra tekrar
karşılaştığımız sanıklardan Mithat Çulcu, 'bir gelin hele' dedi. Biz de
yanlarına gittik. Sanıklardan Ebubekir Şahin, 'üzerinizde ne varsa bize verin'
deyip küfür etti. Ercan da itiraz edince Ebubekir Şahin bıçak çıkardı. Ben
bıçağı silah sanınca geri çekildim. Çulcu kolumdan tutarak paramı ve telefonumu
almak istedi. Bu sırada Ercan bıçaklanmıştı. Sanıklardan üçü de üzerimize çullandı.
'Üzerinizde ne var ne yok verin' dediler. Ercan'ın elinde bıçak yoktu. Ercan
yaralanınca ben tişörtümle bacağına baskı yapıyordum. Bağırıp yardım isteyince
kaçtılar."
Bilgin'in gasp iddiası üzerine soruşturmayı yürüten
polislerin de ifadeleri alındı. İki polis verdikleri ifadede Bilgin'in gasp
olayı ile ilgili herhangi bir şey anlatmadığını, ancak çelişkili ifadeler
verdiğini söyledi.
Mahkeme heyeti dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için
duruşmayı erteledi.