Özgür Özel, şunları söyledi:
"31 Mart seçimlerinde, seçmenin karşısına çıktığımızda
çok net olarak şunu söyledik, biz sizin sesinizi duyuyoruz, duyuruyoruz ve
duyuracağız. Eğer siz de sesinizi duyurmak istiyorsanız bu seçimde size 10 bin
lira en düşük emekli maaşını reva görenlere, asgari ücretinize zam yapmamayı
düşünenlere, öğretmen olmuşsunuz 1 milyon öğretmeni atamayanlara, gençlerin
umutlarını kıranlara, işçilere hak ettiğini vermeyenlere sesinizi duyurun. Çiftçiler,
sesinizi duyurun dedik ve bunun bir genel seçim olmadığını söyledik. Ben, 31
Mart günü de söyledim, bugün de söylüyorum. 31 Mart seçim sonuçları Cumhuriyet Halk Partisini 47 yıl sonra birinci parti yaptı. O günden bugüne de hiçbir
anket yok ki CHP birinci parti olmasın ve Adalet ve Kalkınma Partisi'yle
arasındaki farkı seçim akşamından daha çok açmasın. Hal böyle olduğunda bizim
net olarak söylediğimiz şudur, biz bir erken seçim çağrısı yapmıyoruz. Erken
seçim kararını millet verir."

CHP'nin 127 milletvekiliyle erken seçim kararını alabilecek
güçte olmadığını vurgulayan Özel, "Olsa yarın alırım, öbür pazar iktidara
gelirim. CHP erken seçim istemez mi? Evet ister. Ama erken seçimin
yapılabilmesi için bunun milletin gündemi olması ve vatandaşın istemesi
lazım." ifadesini kullandı.
Özel, şöyle devam etti:
"Şimdi siz 10 bin lira asgari ücreti değiştirmezseniz,
çaya 17 lira taban fiyat verirseniz, diğer taraftan daha dünkü görüşmelerde
Gezi'yle ilgili değerlendirmeleri yerel basın mensuplarıyla yapılan sohbette
okuduk, Anayasa Mahkemesi, AİHM kararlarına uymazsanız ve asgari ücrete zam
yapmama gibi bir noktaya gelirseniz, toplumun hangi kesimi sizden memnun olacak
da devam edeceksiniz. O zaman erken seçim kaçınılmaz olur."
"Demokratik siyaset kanallarını açık tutmaya devam
edeceğiz"
Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun
açıklamalarına ilişkin de "Mayınlı saha falan yok. Siyasette erken seçim
konuşmanın mayına basmak olduğunu düşünmüyoruz. Hele hele birinci parti hiç
böyle düşünmez. Ama oy oranınız sizi bir seçimden uzak tutuyorsa seçimi mayınlı
saha olarak nitelendirirsiniz." dedi.

Partisinin iktidar adayı olduğunu belirten Özel, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Ancak erken seçim meselesinde benim atfım, CHP'nin
çağrısı değil, hukuk tanımamazlığın ve vatandaşın sesini duymamanın
doğurulabileceği sonuçlara ilişkindir. Sayın Cumhurbaşkanı gelecek,
iadeiziyarette bulunacak. Tüm konuları görüşeceğiz. Önemli olan görüşebilmek,
önemli olan konuşabilmek. Siyasetçiler
el sıkışmazsa birtakım vesayet odakları ellerini ovuşturmaya başlarlar.
Siyasetçiler görüşmezse bazı gizli mahfillerde başka planlar yapılmaya başlar.
Siyasetçiler görüşür, konuşur, tartışır, yarışır, sandık gelir, vatandaş
kazanır, Türkiye kazanır. O yüzden demokratik siyaset kanallarını açık tutmaya
devam edeceğiz."
- "Gündemi halkı sorunları belirliyor"
Özgür Özel, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, yumşama sürecine
ilişkin 'Kırmızı çizgilerimiz var.' demişti. Görüşmede özel bir başlık olacak
mı? Nasıl bir görüşme olacak?" sorusuna, "Biz zaten bir yumuşamadan
bahsetmiyoruz. Vatandaşın canı bu kadar burnundayken muhalefeti
yumuşatacağımızı kimse beklemesin." karşılığını verdi.
Yumuşama değil, normalleşmeden bahsettiklerini vurgulayan
Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Müzakere edebilmek, görüşebilmek, nezaket sınırlarını
muhafaza edebilmek, hakaret etmemek, eleştirmek ama hakaret etmemek, etmeyince
de duymamak. Ben vatandaşın bundan memnun olduğunu tüm değerlendirmelerde, tüm
anketlerde görüyorum. Yine bunun devamında bir takım konularda müzakere etmek, sonuç
alınabilirse bunu vatandaşın kazanımına dönüştürmek, sonuç alınamazsa
mücadeleye devam etmek. Normal olan budur. Yoksa siyasilerin birbiriyle
çatıştıkları, adeta savaştıkları, küfürleştikleri, hakaret davalarının
havalarda uçuştuğu bir siyasetin hiç kimseye, hiçbirimize, en çok da
yoksulumuza, fakirimize, işsizimize, çiftçimize hiçbir faydası yok. O yüzden
normalleşmeden rahatsız olanlar, krizden ve gerilimden beslenenlerdir. Böyle
partiler var. Böyle partiler normalleşme olmasın diye her fırsatta bize hakaret
ediyor, saldırıyorlar. Ama biz sorumluluğumuzun farkındayız. Seçmenin birinci
parti olarak sırtımıza koyduğu yük ve sorumluluk, onun sorunlarını gündemde
tutmaktır. İki aydır gündemi Özgür Özel belirlemiyor. İki aydır gündemi Özgür
Özel'in dille getirdiği halkın sorunları belirliyor, halkın sorunları
konuşuluyor. Bunu yapmaya devam edeceğiz."
- "Devleti demokrasiyle yönetirsiniz, milletin yüzü
güler"
Özel, "Hakkari'yle ilgili Cumhurbaşkanı, 'Yargı burada
kanunu değil, hukuku konuşturmuştur.' dedi. Bu ifadeyi nasıl yorumluyorsunuz?
Seçim öncesi AK Parti ile DEM Parti arasında bir kayyum görüşmesi olmuş
olabileceğini düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık, şahit olmadığı,
bilgisinin bulunmadığı hiçbir görüşmeyle ilgili bir teorilerin peşine takılıp
da değerlendirme yapmadığını söyledi.
"Siyasette uzun süre rekabet etmiş iki kişiden biri
siyasetten ayrıldıysa onun bir ziyarette bulunması ve bir görüşme
gerçekleştirmelerine tuhaf anlamlar yüklememek gerekiyor." diyen Özel,
Hakkari Belediyesine kayyum atanmasına ilişkin Cumhur İttifakından gelen
açıklamaları da talihsiz bulduğunu dile getirdi.
Özel, şöyle devam etti:
"Sayın Bahçeli'nin, 'Milletin çıkarları gerekirse
demokrasi ve devletin önündedir. Milletin varlığı demokrasinin varlığının ve
devletin varlığının önündedir' değerlendirmesi çok sorunlu. Millet vardır.
Devleti, demokrasiyle yönetirsiniz, milletin yüzü güler. Yoksa milletin
menfaatlerini bugün Sayın Bahçeli başka tarif eder, ben başka tarif ederim, bir
başkası gelir bambaşka tarif eder, hepimiz tarumar oluruz. Bugün yetkiyi elinde
bulunduranlarla aram iyi, ayar veriyorum, yön veriyorum diye milletin sesi
olunmaz. Milletin sesi sandıktadır. Kime yetkiyi verirse milletin sesi o olur.
Ülkeyi öyle yönetir. Nasıl yönetir? Demokrasiye bağlı kalarak, hukuk kuralları
içinde. 'Hukuku çiğnedik, milletin menfaati burada' diyemezsiniz. 'Anayasa'yı
askıya aldık, milletin menfaati burada' diyemezsiniz. Milletin menfaatinin
nerede olduğuna millet karar verir. Siyasetçiler kendilerine göre okuma
yapamazlar. Sayın Erdoğan'ın da kanunu değil hukuku işletme lafında, kanuna
aykırı bir kararın kendilerince hukuki olduğunu değerlendiriyorlar. Kendi tarif
ettikleri hukuk. Evet siz bir belediye
başkanı seçebilirsiniz, ama biz istersek yönetirsiniz demek, kendi yarattıkları
hukuka, herhalde saray hukukuna uygun. Kanunun böyle olmadığını kendisi de dün
ifade etti."

Son Dakika Gelişmelerden
Vaktinde Haberdar olmak istiyor musunuz? Google News'te
Gazette'ye abone olun.
ABONE OL!