Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu
İlk ve Acil Yardım Program Başkanı Öğr. Görevlisi Ayşe Bağlı, suda boğulma
vakalarına nasıl kurtarma ve ilk yardım yapılması gerektiğine dair
açıklamalarda bulundu.
Herhangi bir nedenden dolayı solunum yolunun işlevini
gerçekleştirememesi ve vücudun ihtiyacı olan oksijeni alamaması durumunun
boğulma olarak tanımlandığını belirten Öğr. Görevlisi Ayşe Bağlı, “Boğulma
durumunda dokulara yeterli oksijen gitmez ve dokularda bozulmalar meydana
gelir.” dedi. Boğulmanın farklı nedenleri olduğunu dile getiren Bağlı, “Nefes
borusuna sıvı dolması veya yabancı cisim kaçması, bilinç kaybına bağlı dilin
geriye kayması, asılma, akciğerlerin zarar görmesi, gazla zehirlenme ve suda
boğulma gibi nedenler sıralanabilir. Boğulan kişiye zamanında ulaşılırsa
müdahale edilebilir. Boğulmalara müdahale etmek için ilk yardım konusunda bilgi
ve beceri kazanmak oldukça önemlidir.” şeklinde konuştu.
Suda boğulma en sık görülen boğulma nedenlerinden biri
olduğunu vurgulayan Bağlı, “Özellikle yaz aylarında, çocuklarda, genç yaştaki
bireylerde, yüzme bilmeyenlerde ve sığ suya atlama gibi su kazalarında
görülebilir. Boğulma sırasında nefes borusu girişinin kasılmasına bağlı olarak
az miktarda su akciğerlere girer. Bu nedenle suda boğulmalarda sudan çıkarılan kişiye
özellikle soğuk havalarda 20-30 dakika geçmiş olsa bile suni solunum ve kalp
masajı yapılmaya başlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Suda boğulmalarda en önemli aşamanın kişinin sudan çıkarılması
olduğuna dikkat çeken Bağlı, “Özellikle bilinci açık olan kişileri sudan çıkarırken
çok dikkatli olmak gerekir. Bilinci açık olan ve su içinde çırpınan kişi
yakınındaki herhangi bir şeye tutunup su üstünde kalmak ister. Kurtarma
konusunda tecrübesi bulunmayan biri de boğulmakta olan kişiye yaklaşırsa onu da
suya batırarak boğulmasına neden olabilir. Öncelikle etrafta kullanılabilecek uzun
havlu, kıyafet, halat, sağlam ip, tahta parçası, can simidi, can yeleği gibi
malzemeler varsa bunlar uzatılıp tutunmasını istenmeli. Bunlar yapılamıyorsa
bir deniz aracıyla boğulmakta olan kişinin yanına gidilmeye çalışılır. Deniz
aracı da kullanılsa, kurtarıcının üzerinde can yeleği olması can güvenliği
açısından son derece önemli. Bu şekilde yardım edilemiyorsa mutlaka yardım
çağrılmalı.” uyarısında bulundu.
Yardım etmek isteyen kişinin profesyonel yüzücü olmaması
durumunda suya atlayıp kurtarma yapmaya çalışmaması gerektiğinin altını çizen Bağlı,
“Sadece profesyonel yüzücüler ve bu konuda eğitim almış kişiler bunu yapmalı. Suya
atlama sonucu, boğulma riskinin yanı sıra genel vücut travması ya da omurga
kırıkları da akla gelmeli. Bu nedenle kişinin boynu çok fazla hareket ettirilmemeli.
Suda boğulmalarda, ağızdan ağza ya da ağızdan buruna solunumun suda yaptırılması
mümkündür ve bu uygulamaya su içerisinde iken başlanmalıdır. Bu uygulama derin
sularda mümkün olmayabilir, bu nedenle kişinin hızla sığ suya doğru çekilmesi
gerekir.” dedi.
Suyun dışarısına çıkarılan kazazedenin öncelikle yaşam
fonksiyonlarının değerlendirildiğini dile getiren Bağlı, “Eğer bilinci kapalı
ve solunumu durmuşsa hızla temel yaşam desteği uygulamasına başlanmalı. Kalp
masajı ile başlayan standart ‘Temel Yaşam Desteği’ uygulamasından farklı
olarak, suda boğulan kazazedelere 2 suni solunum verildikten sonra 30 kalp
masajı ile müdahale döngüleri devam ettirilmeli.” dedi.
Kazazedenin yanında yalnız olanların da 2 dakika içinde
tamamlanacak olan 5 tur ‘2 suni solunum – 30 kalp masajı’ döngüsünden sonra
hızla 112’yi arayıp yardım istemesi gerektiğini hatırlatan Bağlı, temel yaşam
desteği uygulamasına, sağlık çalışanları olay yerine gelinceye ya da kazazedede
nefes alıp verme, hareket etme, ses çıkarma gibi yaşam belirtileri gösterene
kadar devam edilmesi gerektiğini vurguladı.
Küçük çocukların tehlike anında yetişkinlere göre daha çok
paniğe kapıldığını aktaran Bağlı sözlerini şöyle tamamladı:
“Çocuklar yüzme bilseler bile ebeveynleri tarafından sürekli
kontrol edilmeli. Ebeveynler yüzme bilmeyen çocuklarıyla birlikte su içerisinde
bulunmalı ya da onları su içerisinde gözden kaybetmeden takip etmeliler. Havuz
ortamlarında da aynı şekilde çocukların yanında bulunulmalı ya da yakın gözlem
yapılmalıdır.”