Banvit BRF'den yapılan açıklamaya göre, toplumsal
yatırımlarında doğru beslenme ve gıda israfının önlenmesi konusuna odaklanan
Banvit BRF, Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle hayata geçirdiği Akıllı Çocuk
Sofrası projesi kapsamında farkındalık yaratma ve toplumu bilinçlendirme
çalışmalarını sürdürüyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Akıllı Çocuk Sofrası
danışmanlarından Beslenme ve Diyet Uzmanı Aslı İçingür, ramazan ayında bu
konuların daha da önem kazandığına dikkati çekerek, uzun süreli açlık
dönemlerinde yeterli su, lifli gıda tüketimi, yeme süresi konularının yanı sıra
gıda israfını önleyici yöntemleri de sıraladı.
İçüngür, uzun süreli açlık döneminde vücudun her
zamankinden daha fazla suya ihtiyaç duyduğunu belirterek, "Bu yüzden sahur
ve iftar öğünlerinde su tüketimi en az 1,5-2 litre olmalıdır. Bu dönemde doğal
maden suyu da tüketilebilir ancak böbrek rahatsızlığı ve kalp yetmezliği
olanlar miktarına dikkat etmelidir. İçeriğindeki mineraller, vücudun asit baz
dengesinin kurulmasına destek sağlar. İftara başlamadan önce bir bardak sudan
fazlasını tüketmek sakıncalı olabilir. Yemekten sonra yarım saat aralarla birer
bardak su içilmelidir. İhtiyacınız olan su miktarını, 30-35 ml/kg başına
hesaplayarak basit bir formülle bulabilirsiniz. Örneğin 70 kilogram bir birey
için günlük su ihtiyacı 70x30=2.100 ml olarak hesaplanır." ifadelerini
kullandı.
Lifin sindirim sistemi için oldukça önemli olduğunu
vurgulayan İçüngür, şunları kaydetti:
"Midenin boşalmasını geciktirir ve daha uzun süre
tok tutar. Önerilen günlük 30 gram lif tüketilesi durumunda daha geç acıkılır
ve bağırsaklarda sorunlar yaşanmaz. Yulaf, müsli, meyve, yeşillikler, tam
tahıllı ya da tam buğday ekmekleri sahurda başlıca tüketebilecek lif
kaynaklarıdır. Kuru meyveler de lif açısından oldukça yüksek ve sahurda
tüketimi önerilir. Ayrıca, çok hızlı yemek yeme beyne tokluk sinyalinin
iletilmesini yavaşlatır. Çünkü beyin doyma sinyalini yemekten 15-20 dakika
sonra verir. İftarda ilk 10 dakikada her şeyi yiyip bitirmek ciddi mide ve kalp
sorunlarına yol açabilir. Buradaki bir başka kritik nokta ise iftarla sahur
arasını parçalara bölebilmek. İftar sonrasındaki süreci 2 ara öğün olarak
bölmek, kilo kontrolü ve kan şekerinin regülasyonu açısından oldukça önemli.
Sonuç olarak, yemek yavaş ve küçük lokmalar şeklinde tüketilmeli ve saatlere
yayılmalı."
Aslı İçüngür, gıda israfının dünyadaki tüm ülkelerde
önemli bir sorun olduğuna işaret ederek, Birleşmiş Milletler Gıda İsraf Endeksi
Raporu'na göre Türkiye'de her yıl 7,7 milyon ton yiyecek ve içeceğin israf
edildiğini, bu rakamın kişi başına düşünüldüğünde yıllık yaklaşık 93 kilogram
gıda israfı anlamına geldiğini bildirdi.
Tarım ve Orman Bakanlığına göre Türkiye'de her gün 4,9
milyon ton ekmek israf edildiğini aktaran İçüngür, şu değerlendirmelerde
bulundu:
"Ramazan ayında ise bu rakamlar çok daha büyük
boyutlara ulaşıyor, Ramazan pidesi de en çok israf edilen gıdalar arasında
yerini alıyor. Ramazan ayında gün boyu aç kaldığımız için canımız pek çok şey
çekiyor, alışveriş listeleri kabarıyor ve ihtiyacımız olduğu kadar olmayan
gıdalar da alınabiliyor. Bu durum da gıda israfının önünü açıyor.
Basit önlemler alarak gıda israfının önüne geçmek mümkün.
Alışveriş genellikle oruçluyken yapılır ama öncesinde mutlaka tokken bir
alışveriş listesi hazırlamak israfı önlemeye yardımcı olabilir. İftar ve
sahurda yenilecek yemekleri planlayıp bir haftalık menü oluşturarak fazla
yemeklerin buzdolabında unutulmasının ve bozulmasının önüne geçmek mümkün. Bu
noktada hazırlanan yemeklerin doğru bir şekilde saklanması da büyük önem
taşıyor. Yemekleri hava almayacak şekilde saklamak, pişirdikten 2 saat sonra
buzdolabına kaldırmak ve bir sonraki tüketimde tencereden ihtiyaç kadarını alıp
ısıtmak evlerde en çok yapılan israf şekli olan yemek dökmenin önüne geçen
önlemler. Ekmek, pide gibi unlu ürünler özellikle oda sıcaklığında kaldığında
çok çabuk kurur ve bayatlar. Bu durumda çoğu kişi bayatlayan ürünü çöpe atar.
Bunu önlemek için 1-2 gün içerisinde tüketilecekse ağzı kapalı bir buzdolabı
poşetinde oda sıcaklığında saklanabilir ya da daha uzun süre korumak için
buzdolabında saklanıp istendiğinde ısıtılarak tüketilebilir. Pideyi yumuşatmak
için de üzerini biraz nemlendirdikten sonra ısıtmak çözüm olabilir."
Uzun saatler süren açlık sonrası yenen yiyeceklerin besin
değerinin, nasıl pişirildiğinin, neler içerdiğinin oldukça önemli olduğunu
vurgulayan İçüngür, "Açken hazırlanan sofralarda yapılan en büyük hata bol
kalorili ve karbonhidrat içeren pek çok yemeği aynı anda hazırlamak. Fakat bir
anda bu kadar fazla miktarda yemek tüketilmesi hem hazımsızlığa hem de gıda
israfına sebep olur. Bu noktada dengeli bir yemek düzeninin oluşturulması
oldukça kritik bir öneme sahip. Sofralarda hafif ama besin değeri yüksek yemekler,
pişmiş ve çiğ sebzeler, hafif bir çorba bulundurmak çok daha iyi bir tercih
olacaktır." ifadelerini kullandı. AA