İskenderun ilçesi Çay Mahallesi'ndeki yaşadığı Halk Apartmanı'nın yıkılması nedeniyle çadırda kalan Kezban Gündüz, AA muhabirine, 6 Şubat'taki depremlerle çok büyük bir felaket yaşadıklarını söyledi.
Sürekli deprem anının gözünün önüne geldiğini anlatan Gündüz, o gün geç saatlere kadar 3'üncü katta bulunan evindeki tadilat dolayısıyla hayatta olduğunu belirtti.
Depremi ilk saniyesinden son anına kadar büyük korkuyla yaşadığını ifade eden Gündüz, artçı sarsıntılarla oğlunun "anne yardım et", arkadaşının "Kezban dayanamıyorum" seslerinin halen kulaklarında olduğunu dile getirdi.
Gelininin telefonuyla enkazdan tanıdıklarına ulaştıklarını belirten Gündüz, kendisinin duvarın açık bir bölümünden dışarı çıkabildiğini söyledi.
Gündüz, daha sonra yakınlarda bir otelde kalan 2 inşaat işçisi ile çevredekilerin ve bölgeye gelen yakınlarının yardımıyla oğlu, gelini ve arkadaşının da enkazdan çıkarıldığını anlattı.
Şu an çadırda kaldığını ve o anları halen unutamadığını ifade eden Gündüz, şunları kaydetti:
"Şu anda binalara giremiyoruz. Alışveriş yapamıyorum. Nereye gidersem gideyim hesap yapıyorum, sallantı olursa kapıya ne kadar zamanda ulaşırım diye. Sanki geçemeyecekmişim, o insanlar beni engelleyecekmiş gibi oluyor. Bu benim hayatımı ciddi anlamda etkiledi. Devlet gerçekten iyi çalışıyor çünkü çok büyük enkazlar var. Acılarımız çok büyük. Biz yine iyi durumdayız. Birbirimizin yarasına ilaç olacağız."
Arsuz ilçesi Uluçınar Mahallesi'nde 4 katlı apartmanın zemininde yer alan dairelerinde depreme yakalanan Güç ailesi de enkaz altında kaldıkları anları unutamıyor.
Anne Hatice Güç (45), kızıyla depreme evin salonunda yakalandıklarını ve masanın altına sığındıklarını anlattı.
Tavanın üstlerine çöktüğünü ve her yerin karanlık olduğunu belirten Güç, "Sadece dua ettim. Ölümden hiçbir şeyden korkmuyordum, 'Allah'ım ben hazırım' dedim. Sonra oğlumun sesini duydum. 'Anne kurtar beni, nefes alamıyorum' onu duyunca ağlamaya başladım." dedi.
Yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan anne Güç, o anların zihninden hiç gitmediğini söyledi.
Enkaz altında kızıyla helalleştiğini dile getiren Güç, şöyle devam etti:
"Enkazda kızımla helalleştik ve kelimeişehadet getirdik. Kızım, 'anne her şeyin bittiği yer burası' dedi. Ben kabullendim zaten ölümü çünkü Allah bize böyle yazmışsa, veren kendi alan kendi. Ölümü beklemeye başladık. Telefonlar çalıyor ama biz hiçbir şey göremiyoruz. Sonra bağrışmalar duyduk, 'yaşıyor musunuz' dedi birileri, kızım bağırdı 'bizi kurtarın, biz yaşıyoruz' dedi. Sonra yusyuvarlak bir delik açtılar bize. 6 saat sonra oradan ayaklarımızdan çekerek çıkardılar. Ondan sonrasını hatırlamıyorum, hastanede gözümü açtım."
Güç, eşi ve oğlunun da enkazdan 16 saat kurtarıldığını söyledi.
Baba Erdal Güç (65) ise enkaz altında yaşadıklarını gözyaşı içinde anlattı.
Enkazdan çıkarılmasının ardından yoğun bakımda tedavi gördüğünü ve ayağına platin takıldığını belirten Güç, yaşadıklarına rağmen şu an bütün ailesinin hayatta olmasının mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.
Malatya'nın Doğanşehir ilçesi Erkenek Mahallesi'nde ikamet eden 56 yaşındaki Nurdan Taştı da ilk depreme eşi, çocuğu ve torunuyla evinde yakalandı.
Eşi ve oğlunun yardımıyla enkazdan 18 yaşındaki torunu Kevser ile çıkarıldığını anlatan Taştı, daha sonra ambulansla hastaneye götürüldüğünü söyledi.
Taştı, 7,6 büyüklüğündeki depreme de hastanede yakalandığını belirtti.
Mersin Şehir Hastanesinde ameliyat olduktan sonra taburcu edildiğini anlatan Taştı, şu an ailesiyle kentte bir otelde misafir edildiklerini ve yaşadıklarını unutmaya çalıştıklarını kaydetti. AA