Öztanrıöver, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şu an 25
yaşında olan kızının 2,5 yaşında kekelemeye başladığını söyledi.
Psikiyatri asistanlığı yaptığı süreçte ortaya çıkan bu
sorunun çözümü konusunda çok kaygılandığını ve hemen hocasına başvurduğunu
aktaran Öztanrıöver, “Bunun için sadece çocuğun konuşmasını düzeltmeyin, hiçbir
şey yapmayın, bekleyin düzelir" yanıtını alması üzerine daha çok
kaygılandığını, çünkü bunların bir kısmının kalıcı halde geldiğini bildiğini
kaydetti.
Kekemelikle ilgili araştırma yapmaya, ardından da bu
sorunu yaşayan bireylerle görüşmeye başladığını dile getiren Öztanrıöver,
"Kızım kekelemeye başladığında o an dehşete düşmüş ve kalıcı olmasından
korkmuştum. Hiçbir şey yapmadan beklemek, gerçekten kötü günlerdi. Şanslıydık
ki çocuğumun kekemeliği bir süre sonra düzeldi. Bu sefer benim merakım başladı.
Daha sonra kekemeliği olan kişilerle çalışmaya, araştırmalara başladım. En
merak ettiğim soru, bu kişiler yalnızken kekelemiyor, insanların yanında
kekeliyor. Bu bedensel bir hastalık olsa her yerde kekelemeleri gerekir diye
düşünerek, tesadüfler birbirini kovaladı." diye konuştu.
Kekemeliğin bir insanın hem ruhsal hem eğitim hayatını
sakatlayan bir durum olduğunu belirten Öztanrıöver, bu süreçte kekemeliği
olan insanların acılarına şahit olduğunu kaydetti.
Kekemeliği başladığı noktada bitirebilmek ya da
başlamadan engelleyebilmek için çocuklarla ilgili araştırma yapmaya başladığını
anlatan Öztanrıöver, şöyle devam etti:
"Çocuklarda yüzde 25 oranında konuşmada akıcılık
kusurları görüyoruz. Bunların yüzde 1'i de kalıcı kekemelik olarak devam
ediyor. Birkaç veriyi bir araya getirdim, Çocuklarda problemimiz hızlı
konuşmak. Beyin gelişimi ile motor gelişim, yani konuşma eş zamanlı değil.
Motor daha geri dolayısıyla kilitlenme oluyor. Çocuklarda en büyük stres,
hız stresi. Çocuklar bir de taklitle öğrenir. Örneğin, hiç eğilimi olmayan bir
çocuk, kekemeliği olan biriyle yaşadığında kekelemeye başlıyor. Dolayısıyla
kekemeliği öğreniyor. O zaman neden düzeltemiyoruz diye düşünmeye başladım.
Ebeveynlere heceleyerek konuşma tekniğini öğrettim. Anne babalardan hem çocukla
hem birbirleriyle olan konuşmalarını hecelemelerini istedim. Çocuk, yoğun bir
şekilde buna işiterek dolaylı olarak maruz kaldı. Bu tekniği kullanmaya
başladıktan sonra birkaç günle birkaç hafta içerisinde inanılmaz bir şekilde
düzelmeler ortaya çıktı."
Psikolojik danışman Doç. Dr. Aslı Bugay Sökmez'in de
katkısıyla yazdığı "Kekemelik Aşısı" adlı kitabının yaklaşık 22 yıllık
bir çalışmanın ürünü olduğunu dile getiren Öztanrıöver, kitapta anne
babaların yanı sıra terapistlerin de uygulayacağı önerilerin yer aldığını
kaydetti.
Öztanrıöver, kitabın ayrıca büyük çocuk ve yetişkinlerde
kullanılacak şekilde her yaş grubunda uygulanabilecek önerileri de
içerdiğini ekledi. AA