Meslek hayatının büyük kısmını böbrek ve karaciğer nakilleriyle geçiren Tavlı, birçok hayat kurtarmanın yanında hekimler de yetiştirdi.
İnsanların hayatına dokunmanın verdiği mutlulukla emekli olan Tavlı (68), AA muhabirine, mesleğini yıllarca severek yaptığını söyledi.
Tüm hekimlerin fedakarca çalıştığını ancak cerrahi branşlarda hekime düşen sorumluluk ve meşakkatin daha fazla olduğunu vurgulayan Tavlı, "Bu işi idealist ve genç hekimlerin yürütmesi gerektiği kanısındayım. Çünkü bir yaştan sonra bu yoğunluğa dayanmak kolay değil. Görevi devrettiğim arkadaşların hepsi de genç arkadaşlar. Bu işi daha ileriye götürecekleri kanısındayım. Seviyorsanız her şeyi karşılıksız yapıyorsunuz. İnsanlara hizmetten zevk alıyorsanız, mutluysanız, her şey kolaylaşıyor." diye konuştu.
Hastalarıyla üzülüp, hastalarıyla sevindi
Meslek hayatında, büyük mutluluklara vesile olan ameliyatların yanında, kadavradan nakillerin çok az olması nedeniyle üzücü tablolarla da karşılaştıklarını belirten Tavlı, şöyle konuştu:
"Mesleki hayatımın büyük bir kısmını nakil bekleyen hastaların gözlerindeki umut ışığını söndürmemek için gece gündüz demeden çalışarak geçirdim. Yıllarca, 'Kadavradan böbrek ya da karaciğer çıksın da bana uysun' diye bekleyen hastalarımız var. Onların, çıkan bir organın kendine uymadığını öğrenip de büyük bir hayal kırıklığı yaşaması, hekim olarak bizi çok etkiliyor. O hastalar diyalize girmeye devam ediyor ya da karaciğer yetmezliği nedeniyle hayatını kaybediyor. Bunlar bizi çok üzüyor. Çünkü organ bekleyen hasta sayısı kadar organ yok. Kadavradan organ nakli sayısı çok az. Nakillerin yüzde 90'a yakını canlıdan yapılıyor. Herkes de canlı vericisini bulamıyor."
"Bir cerrahın en büyük mirası kendinden daha iyi yetiştirdiği cerrahlardır"
Hastalarıyla aralarında bir gönül bağı oluştuğuna da dikkati çeken Tavlı, naklettikleri organla hayata tutunanların ziyarete gelmesinin çok mutluluk verici olduğunu ifade etti.
Bir cerrahın yetiştirdiği hekim kalitesinin, yaptığı ameliyatların sayısından daha önemli olduğunu anlatan Tavlı, şöyle devam etti:
"Eğer bir cerrah, kendinden daha iyi cerrahlar yetiştiriyorsa bence bıraktığı en büyük miras odur. Ben de bunu yaptığım kanısındayım. Geri dönüp baktığım zaman mutluluk hissediyorum. Çok kutsal ve insanlara maksimum düzeyde faydalı olabildiğim bir meslek seçtiğimi düşünüyorum. Hekimliğin temelinde insan sevgisi yatar. İnsan sevgisi olmayan kişinin iyi hekim olması mümkün değil. Hekimlik saygın bir meslektir. Bu saygınlığın gururuyla yaşarsınız."