Şehirden İndim Köye

Şehirden indim köye

26 yıl sonra İstanbul yaşamını bırakıp Mardin Küçükkardeş köyüne yerleşen Kadriye ve Feysel Yılmaz çifti köy yaşamı hakkında bizlere deneyimlediklerini aktardı. Doğa ile iç içe olmanın verdiği huzurun yanı sıra köye yerleşmenin zorlukları hakkında çift ile görüştük.

Şehirden indim köye

“Yemeklerimi bile yerde oturarak küçük tüplerin üzerinde yapıyordum”

26 yıldır İstanbul’da yaşayıp son 3 yıldır da köye yerleşen Kadriye Yılmaz(48) Şehirden köye yerleşme sebeplerinin İstanbul’da yaşamın zor olması hem geçim sıkıntısı olarak hem de her geçen gün daha da kalabalıklaşması korkunç gelmeye başladığını söyledi. Pandemi süreci yaşanmış olması ve beklenen depremin de etkisi olduğunu anlatan K. Yılmaz(48), Köye yerleşme kararını 2019 yılında covid-19 pandemi süreci ile başladığını ve eşine köye yerleşmek istediğini söylediğini açıkladı. İstanbul’da sağlıksız beslenmeden ve neredeyse hiç egzersiz yapmadığından çok kilo almaya başladığını ifade eden K.Yılmaz(48), “Bunun sonucunda sağlık problemleri yaşamaya başladım. Yemeklerimi bile yerde oturarak küçük tüplerin üzerinde yapıyordum. Merdiven çıkamadığım için evimi değiştirdim. Sosyalleşmek bir yana dursun neredeyse artık hareket etmek bana eziyet olmaya başladı. Psikolojik olarak bu durum beni etkilemeye başladı. İç huzursuzluk yaşıyordum. Yaşadığım hayattan keyif alamamaya başladım”dedi.

“Organik besinlerin alıcıları daha fazla oluyor bu yüzden satışlarda pek zorluk yaşamıyoruz”

 Eşime köye yerleşmek istediğini söyleyen K. Yılmaz(48), “Başlarda elbette korkmuştuk çünkü daha öncelerde köye yaz aylarında gidip bir süre yaşamıştık ama uzun süredir şehirde yaşayıp şehir hayatından köye adapte olabilir miydik bilemiyorduk” diye konuştu. K. Yılmaz(48), çocuklarına konuyu açıp sonrasındaki yerleşme kararı aldıklarını aktardı. Köyde öncelikle neler ya diye gidip gördüklerini ve daha sonra ev tasarımı bahçe tasarımını yaptıklarını aktaran K.Yılmaz(48), “ Burada nasıl gelir elde edilir az çok biliyorduk çünkü köyde yaşayan yakın akrabalarımız bulunuyordu. Domates, biber, salatalık, patlıcan üzüm bağı ve Antep fıstığı ile ilk zamanlar için gelir elde edebileceğimizi kararlaştırdık. Sonrası içinde daha fazla neler yapılabilir bakacaktık. Ev yapımı ve tarla işleri uzun bir zaman aldı. Yavaş yavaş köye yerleştik. Düzeni 3 yıldır hala kurduk diyemeyiz” diye açıkladı. Köye yerleşen ve gün içinde neler yaptıklarını anlatan K. Yılmaz(48), “sabah 04.00 veya 05.00’te eşim ile birlikte kalkıyoruz. Bahçemizden topladığımız sebzeleri soframıza katıyoruz. Ekim zamanında tarlamıza gidiyoruz öğlen geliyoruz yemek yapıp yiyoruz sonra tekrar tarlaya dönüyor işimize devam ediyoruz. Eve gelince birlikte ev temizliği yapıyoruz. Akşam olunca komşular ile birlikte çay eşliğinde sohbet ediyoruz. Ekimlerimiz yetiştiğinde toplamak için yine sabah erken kalkıyoruz kahvaltı yapıp yola koyuluyoruz. Ektiğimiz ürünleri topluyoruz” diye aktardı.

Topladıkları ürünleri aynı zamanda gelir elde etmek için satan K. Yılmaz(48), Gelirimizin birçoğunu bu şekilde kazanıyoruz. Organik besinlerin alıcıları daha fazla oluyor bu yüzden satışlarda pek zorluk yaşamıyoruz” dedi.

“Köye yetiştiğimden beri 30 kg verdim”

Sağlıklı beslenmenin kişide ruhu iyileştirdiğini söyleyen K. Yılmaz(48), “ İstanbul’dayken ayağa kalkmaktan üşenen ben şu an da her sabah erken kalkıp akşama kadar tempolu vakit geçiriyorum. Köye yetiştiğimden beri 30 kg verdim. Üstelik İstanbul’dayken kilo vermek için 3 kez ameliyat olup hiç kilo vermemiştim. Neredeyse kullandığımız ürünleri bizler yapıyor veya köyde yaşayan kişiler tarafından alıyoruz. Sebzeler, meyveler, bunun yanı sıra pekmez, süt, peynir, yoğurt, yumurta, buğday, ekmek ve birçok ürünleri sayabiliriz. Kalabalık yaşamdan sonra daha sessiz yaşama geçmek huzur verici olsa da köyde yaşamanın zorlukları bir başka. Her gün sabah erken kalkmak gün içinde tarla ile uğraşmak ve satışlar ile ilgilenmek, yorgunluktan sevdiklerimiz ile konuşmaya vakit ayırmadığımız zamanlar oldu. Sağlık sorunu şu ana kadar pek yaşamadım fakat hastanenin uzak olması bazen korkutucu olabiliyor” ifadelerini kullandı. K. Yılmaz(48), Teknoloji ile pek vakit geçiremediklerini bunun avantaj olduğu kadar bazen dezavantaj olabildiğini söyledi. Doğa ile iç içe olmak mükemmel bir şeydir uzun bir aradan sonra huzurlu hissettiklerini fark ettiklerini açıklayan K. Yılmaz(48), “ Arada bizi ziyarete gelen misafirlerimiz oluyor. Onlarda şehir kalabalığından şikayet edip yanımıza gelip dinlenmek isteyen kişiler oluyor” diye vurguladı. Şu anda ektiklerinin dışında şeftali, elma, kayısı kavun fidanlarını da  ektiklerini onlarında zamanı gelince meyvelerini yiyeceklerini de bildiren K. Yılmaz(48), elde edilenler ürünleri satacaklarını aktardı.  K. Yılmaz(48), Pekmez, pestil, cevizli sucuk zamanı olduğunu ve onların da köylerde yaptıkları iş zamanında yardımlaştıklarını da aktardı.

 Bu ürünlerin yapımının çok zahmetli olduğunu ve neler yaptıklarını şu şekilde sıralayan K. Yılmaz(48), “Her sabah kalkıp üzüm bağımızdan pekmez için üzümleri toplamak, getirip suyunu çıkarmak, kaynatmak ve diğer ürünler için devam eden yapım aşamaları çok zor” dedi.

“Şu anda teknoloji ile oynanan oyunlara bakınca çocukluğumda çok şanslı olduğumu düşünüyorum”

K. Yılmaz(48),  Sosyal aktivitelere de zaman ayırdıklarını,  zaman buldukça köyde yaşayan arkadaşlarla sohbet ettiklerini.,  müzikler dinlediklerini ve eşlik ettiklerini, köyde bazı günler herkes evden yemek ve tatlı yapıp getiriyor birlikte sofra kurup yediklerini aktardı. K. Yılmaz(48), “Eski zamanlarda olan oyunları oynuyoruz, beş taş, misket, topla oynanan oyunlar, aslında bir bakıma yaşımız büyük diye çekinmiştik ama çekinmemizi gerektiren bir şey yok çünkü geçmişe götürüyor bizleri. Şu anda teknoloji ile oynanan oyunlara bakınca çocukluğumda çok şanslı olduğumu düşünüyorum”diye açıkladı.

  Tüm köylerden uzak bir yerde bulunan Keferde’ye 15 Nisan’da  tüm köylülerin gittiğini ve orada yemeklerin yapıldığını, eğlenceler düzenlediğini dile getiren K. Yılmaz(48), “ diğer şehirlerden de gelenler oluyor. Bu zamanın gelmesini heyecanla bekliyoruz. Bulunduğum köyde bazı zamanlar kadınlar ile birlikte bir yer belirleyip oraya gidip salıncaklar kuruyoruz, şarkılar söyleyip dans ediyoruz, yemek yapıp yiyoruz yani sadece kendimize zaman ayırıyoruz” şeklinde aktardı. K. Yılmaz(48), Köye yerleşme konusunda çocuklarının tedirgin olduğunu ama şu an için bu tedirginlikleri ortadan kalkmış durumda olduğunu aktarırken bazı zamanlarda şehir dışında olan sevdiklerini ziyarete gittiklerini  veya onların da geldiklerini ekledi.

“Yeni bir dünya keşfediyor gibi geliyor”

Köye yerleşirken o düzene adapte olmakta zaman zaman zorluk çektiklerini ama kendilerine ve eşi  ile birbirlerine daha çok zaman ayırdıklarında aslında ne kadar doğru bir karar verdiklerinizi söyleyen K. Yılmaz(48), “  Okuma ve yazı yazmayı bilmediğimden öğrenmeyi çok istiyordum az çok çözmüştüm fakat buraya yerleşince pratiklerle kendimi daha çok geliştirdim. Yazı yazmada henüz bir adım atamadım ama okuma konusunda iyi olmaya başladım. Öğrendikçe yeni bir dünya keşfediyor gibi geliyor. Gerçekten de öyle. Köyde yaşam kolay denemez elbette ama  Şu an için şehre tekrar dönme gibi bir kararımız yok. Kısacası Şehirden indim köye diyebiliriz” diyerek sözlerini tamamladı.

“Köy yaşantısına organik yaşam benzetmesi”

 İstanbul’daki yaşantılarını bırakıp köye yerleşmek konusunda ne kadar hevesli olduklarını aktaran Feysel Yılmaz(55), hevesli oldukları kadar aynı zamanda tedirgin olduklarını çünkü oluşan bir düzeni bırakıp farklı bir yerde düzen kurmak göz korkutucu olabiliyor dedi. F. Yılmaz(55), “Eşim İstanbul’dan uzaklaşmak istediğini artık daha sakin bir yaşam istediğini söyledi. Uzun süre bu konu hakkında düşündük. Pandemi de kesin olarak yerleşmek istedik. İstanbul’da geçim sıkıntısı, kalabalık ve yaşanacağı düşünülen deprem kokuttu bizleri. Ev ve tarla işlerinde neler yapılacağını planladık. Yapım aşamalarına başladık. Orada yer alan pekmez, pestil ve cevizli sucuk için kullanılacak alanları tek tek kendim yaptım. Ekmek yapımı için tandırı da  kendim yaptım. Antep fıstığı yetiştirmek kolay değil. Çünkü hepsi aynı anda yetişmiyor. Sürekli kontrol ediyoruz. Bunun yanı sıra ektiklerimizi toplamak için her gün sabah erken kalkmak zorundayız. Köye adapte olmaya çalışıyoruz. Pekmez zamanında eşim ve yakın dostlarımızın yardımı ile yapıyoruz. Her şey çok yorucu olsa da her şey ile tek tek ilgilenmek hoşumuza gidiyor”diye açıkladı. Ürettiklerini  toplayıp hem tüketip hem de bundan gelir kazandıklarını, Köy yaşantısını organik yaşam benzetmesi yapan F.Yılmaz(55), “ Akşamları genelde köydeki herkes bir evde toplanıp sohbetler eder veya bir bakıyoruz müzikler söylüyoruz. Bunun yanı sıra yerleştimiz köyde bazı günler hep birlikte toplanıp aktivite düzenliyoruz. Yaşça büyük olanlar bazen katılmayı tercih etmiyor fakat yaşıtlarım veya daha küçük olanlarla birlikte tercih ediyoruz. Sadece kendi köyümüzde değil komşu köylerden de birlikte bazı günler buluşup vakit geçiriyoruz” ifadelerini kullandı.

“Okumayı çözdüğünden beri farklı pencereden bakıyor gibi”

Köyde gerçekleşen düğünlerde komşu köylerden de çağıranların da olduğunu anlatan F. Yılmaz(55), “ Farklı köylerdeki düğünlerde  çok garipsediğim gelenekler olmuştu. Örneğin eşim ile birlikte davetlisi olduğum bir düğünde evlenen çiftin yaşayacakları evin etrafında kız veya erkek çocuğu ile dolaşırlarmış inançlarına göre ileride ki çocukların cinsiyeti de ona benzermiş gibi değişik geleneklere ve hikayelere de şahit olduk” diye aktardı.

F. Yılmaz(55), köyde yaşamanın 4 mevsimde zorlukları çok fazla olduğunu tüm gün bir uğraş içinde olduklariını dile getirdi.

F. Yılmaz(55), “Eşim okumayı çok az biliyordu. Burada daha fazla bu konu üzerinde durarak harfleri tanıma konusunu ilerlettik. Yazı yazma aşamasına henüz gelemedik. Okuma için sürekli pratik yapıyoruz. Gün içinde tüm işlerimizden okuma icin vakit ayırıyoruz..Hiçbir şey için elbette ki geç değil.  Okumayı çözdüğünden beri farklı pencereden bakıyor gibi hissediyorum diyor. Bu cümle onun için ve bizler için çok şey anlatır aslında. Köy yaşamı bizim için yeni bir bakış açısı oldu. Evin her köşesinde emeklerimiz var. Olmaya da devam ediyor.  İstanbul’da çocuklarımızı ziyarete gidiyoruz tamamen bırakmadık orayı fakat kurulu düzenimiz artık burada” diyerek son sözlerini aktardı.

Son Dakika Gelişmelerden Vaktinde Haberdar olmak istiyor musunuz? Google News'te Gazette'ye abone olun. 

ABONE OL!

 

 

DİĞER HABERLER

En zeki çocuklar hangi ay doğuyor?
En zeki çocuklar hangi ay doğuyor?
22 Ağustos 2024 Perşembe
Meteoroloji’den sağanak uyarısı!
Meteoroloji’den sağanak uyarısı!
21 Ağustos 2024 Çarşamba
Meteor yağmuru ilgi çekti!
Meteor yağmuru ilgi çekti!
13 Ağustos 2024 Salı
Kilo aldıran 10 hata!
Kilo aldıran 10 hata!
2 Ağustos 2024 Cuma
Ciltteki hasarları onarma zamanı!
Ciltteki hasarları onarma zamanı!
22 Temmuz 2024 Pazartesi
Sıcak hava ve nem etkisi
Sıcak hava ve nem etkisi
21 Temmuz 2024 Pazar
Kara yollarında durum
Kara yollarında durum
15 Temmuz 2024 Pazartesi