03.04.2024 17:06 | Güncelleme Tarihi: 03.04.2024 17:06
Türkiye;
Yerel seçimler için 31 Mart 2024 tarihinde İl ve İlçe Belediye Başkanlarını, İl ve İlçe Meclis üyelerini ve Muhtarları belirlemek için 81 il, 922 ilçe, 397 belde ve 18.257 köyde seçmenlerinin seçimlerini gerçekleştirdi.
Yerel seçimde 34 siyasi parti ve Bağımsız adaylar yarışırken, bu yarışta belirleyici rol üstlenen seçmenlerin sayısını, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yerel seçimde, kayıtlı seçmen sayısını, 61 milyon 441 bin 882 olarak açıkladı.
Bu belirlenen sayının yüzde 50,59'u kadın seçmen, yüzde 49,41'i ise erkek seçmenler oluşturuyor. Ayrıca 1 milyon 32 bin 610 genç seçmen ilk kez oy vermeye hak kazandı.
Türkiye genelinde demokrasi şöleni havasında geçen seçim de milletimiz seçmen iradesini net bir şekilde ortaya koyarak seçimini yapmıştır.
Akparti 2001 yılın da kurulduktan yalnızca 15 ay gibi bir kısa sürede iktidara kazanmışken, henüz üzerinden 10 ay geçen 2023 genel seçimlerin de AK Parti birinci parti olmuşken, şimdiye kadar girdiği tüm seçimlerden daima zaferle çıkmışken, son 22 yılda tam 17 kez sandıklarda seçmenin büyük bir bölümünün tercihini ve desteğini almışken,
31 Mart 2024 yılında karşısında dağılmış, muhalefetin içinin kazan gibi kaynadığı, ana muhalefetin genel Başkanının daha fazla dayanamayıp ayrıldığı, mevcut muhalif Belediyelerin istenilen gibi vatandaşa hizmet götürmede başarılı olamadığı, AK Parti için tamda bulunmaz denilen bir zaman da, tüm ibrelerin AK Parti lehine döndüğü ortamda bir anda hiç ummadığı bir şekilde AK Parti Muhalefete kendi seçmenin tepki oyları ile yerel seçimleri kaybetmiştir.
31 Mart 2024 yerel seçimlerin de hiç beklemediği bir hayal kırıklığı yaşayan AK Parti'nin, özellikle yaşlı nüfus oranlarının yüksek olduğu illerdeki başarısızlığı geçim sıkıntısına düşürülen emeklilerin gazabı olarak sandığa yansımıştır. Buna ilaveten seçilen yanlış Başkan adayları ve kadroları da işin tuzu biberi olmuştur.
31 Mart 2024 seçimlerinde 65 yaş ve üstü yaştaki Emekli nüfus oranının en yüksek olduğu 20 ilin sadece 2'sinde AK Parti adayları yerel seçimi kazanabilmiştir. CHP ise 20 ilde kazandığı il sayısını 7'den 13'e yükseltmiştir.
31 Mart 2024 Yerel Seçimlerin de emeklilerin açlık sınırının çok altında kalan aylıkları neticesinde yerel seçim tercihleri sandıklara damga vururken, piyasalardaki Temel gıda maddeleri başta olmak üzere, Dayanıklı - Dayanıksız Tüketim mallarındaki anormal artışlar, akaryakıt, altın, döviz fiyatlarındaki önlenemez afaki yükselişler, araç muayene ücretlerindeki fahiş artışlar, yani Türk parasının aşırı biranda önlenemez değer kaybının A’dan - Z’ye her şeyi etkilemesi, konut satış ve kira fiyatlarının anormal artışları, kira ile geçimini sağlayan emeklilerin bu dengesizlik durum neticesinde, emeklileri, alt düzey gelirlileri, asgari ücret ile yaşam mücadelesi verenleri, (gizli ve açık işsizlik) işsizlik ile kıvrananları en sonunda isyan ettirmiştir.
Örnek olarak yaptığım bir ev sahibi ile röportaj da, eski kiracısının 1400 TL kirada oturduğu evinde, evini kira artışı zamanı geldiğinde, hükümetin tek yanlı aldığı karar ile yüzde 25 zorunlu kira artışı sonrası kirasının 1750 TL çıkması günümüzde hiçbir şey ifade etmediği gibi kiracı-ev sahibi arasında şiddete dönük bir kargaşayı da beraberinde getirmiştir, oysa her semte göre sabit bir rayiç kira bedeli belirlenip yeni ve eski kiracıların da mağduriyet yaşamayacağı, ev sahiplerinin de huzurlu kalacağı bir sistem uygulanmış olsaydı bu kadar sıkıntı, kargaşa ve kavgalar insanlarımıza yaşatılmazdı. Aynı evin sahibi olarak kiracınızı çıkaramayıp çocuğunuz için normal eşyasız bir ev tutmak istediğinizde aynı eş benzer kiralık dairenin durumuna göre fiyatı 10.000-20.000 TL arası olduğunu duyunca şaşkına dönüyorsunuz, o zaman da tepkiniz kime vereceğiniz derdinizi kime anlatacaksınız muhatap yok, geriye tek muhatap kalıyor seçim sandığı.
Ayrıca emeklilerle çalışanların arasındaki maaş farkını adeta uçurumlaştıran, çalışanlar lehine emeklilerin aleyhine bozarak adaletsiz bir ücret dağılımı gerçekleşirken, sistem adeta bir siyasi anlayış ve uygulayışa döndü, sonuçta çalışanların da insani her türlü sabit ihtiyaçları varsa, keza emekliler de insan olarak temel zaruri aynı ihtiyaçları var, bu kadar maaş farkı makası açılarak insanlar arası sınıfsal bir fark yaratılmamalıydı.
Tüm Türk milletinin müşterek gelirlerini kendilerine daha fazla pay alarak, halka hizmet edecekleri makamlara kendilerine zevki sefa yerleri haline getirenlere, Kendilerini gökten zembille inmiş gibi görme kibirliliğine yakalananlara, mevcut makam ve gelirlerinizi bırakıp, bu az gelirlilere, asgari ücretlilere, emeklilere, işsizlere reva gördüğünüz maaşları kendinize tahsis edip ömrü hayatınızda birde siz yaşayın da insanlar birde sizin yaşam çabalarınızı görsünler.
İnsanlara sürekli nasihat etmek en kolayı, bir zorluk varsa aşılması gereken o zorluğu herkese her kesime eşit bölerek geçilmeli, sadece belirli kesimlerin sırtına yüklenerek değil tabii…
Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus oranının en yüksek olduğu 20 ilin sadece 2'sini AK Partili adaylar kazandı.
Bu illerin emeklilerin tepki oyu ile 13'ünü CHP kazanırken, 3'ünü MHP adaylar, 1'ni Dem Parti, 1'ini YRP kazandı.
Bu şu demektir 85 milyon 327 bin kişinin yaşadığı Türkiye’de bu nüfusun yüzde 73.59’unu yerelde yönetimler olarak muhalefet iktidar edilmiştir onlar yönetecektir.
35 il merkezini kazanan CHP, bir başına 53 milyonun yerel yönetimdeki iktidar partisi oldu demektir. Neredeyse nüfusun üçte ikisinin yerel yönetim iktidarlığı CHP’ye geçti demektir.
CHP’nin belki de tarihinde hiç ummadığı bu kadar kolay bir seçim kazanarak Yerel yönetimlerin iktidarını ele geçirmesi manidardır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonuçlarına yönelik kendi ifadesi ile, AK Parti de ortada sadece bir oy kaybı değil, kan ve ruh kaybı da olmuştur. 31 Mart’ta yapılan seçimlerde AK Parti’ye gönül verenlerin seçim sandığına gitmemesinde hem teşkilattan hem genel merkezden hem de adaylardan kaynaklandığını belirtilmektedir.
Milletin sandığa küsmesine neden olan diğer faktörleri ise; hayat pahalılığı, Kovid-19 salgınıyla başlayan, Rusya-Ukrayna savaşıyla daha da derinleşen enflasyon baskısı olarak sıralanmaktadır.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim sonuçları ile ilgili açıklamalarında emeklilerin yüksek enflasyon sebebiyle en fazla refah kaybına uğrayan toplum kesimi olduğunu belirtilerek, “Emeklilerimizin serzenişlerini il ziyaretlerimizde zaten görüyorduk. Gerek tek seferlik 5 bin lira ödenmesi, gerek yüzde 50’yi bulan maaş zamları, gerekse diğer adımlarla, bütçe disiplinini bozmadan, üzerimizdeki bu baskıyı hafifletmeye çalıştık; ama muvaffak olmadık.”
“Gazze krizi gibi elimizden gelen her şeyi yaptığımız ve bedel ödediğimiz bir meselede dahi siyasi saldırıları savuşturmayı, kimi çevreleri ikna etmeyi maalesef başaramadık. Bunlarla ilgili değerlendirmelerimizi de artısı-eksisiyle mutlaka yapacağız.
Toplantıda “Kibir Hastalığı”na da dikkati çeken Erdoğan, “Buradan başlayarak; il, ilçe, belde teşkilatlarına, belediye başkanlarımıza, milletvekillerimize, hatta bürokrasiye uzanan bir sıkıntıyla karşı karşıyayız. Oysa milletin sinesinden doğmuş bir siyasi partinin en büyük düşmanı vatandaşla arasına duvarlar örmesidir. Hangi konumda olursa olsun bu partide hiç kimsenin ‘layüsel’ (Hesap sorulamaz varlık) olmadığını milletimize göstereceğiz. Elbette bu özeleştiri sürecinde hem ittifak olarak girip kaybettiğimiz hem de Amasya, Kütahya, Kırıkkale gibi iki parti ayrı ayrı girerek özellikle CHP’ye kazandırdığımız il ve ilçelerin durumunu da masaya yatıracağız.” vurgusu yapmıştır.
Yapmıştır yapmasına ama atı alan da Üsküdar’ı geçmiştir.
Neredeyse çeyrek asırdır ülke yönetimini Genel ve Yerel anlamda yöneten AK Parti kadroları, bu yerel seçimde bekledikleri sonuçları alamamış İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Aydın, İzmir, Bursa, Eskişehir, Manisa, Muğla,
Diyarbakır, Şanlıurfa ve daha birçok büyükşehir ve illerini AK Parti kaybetmiştir.
Erdoğan, "Milletin iradesi sandıkta tecelli eder. Millet sözünü sandık yoluyla söyler. Millet siyasetçiye mesajını sandık vasıtasıyla iletir. Milletin kararının baskı, dayatma, yönlendirmem ile karşılaşmadan sandıkta tebarüz etmesi demokrasimiz için büyük kazançtır. Türk milleti mesajını vermiştir.
31 Mart bizim için bir bitiş değil aslında bir dönüm noktasıdır. Hükümet olarak şimdiye kadar olduğu gibi milletimizin oyuyla seçilmiş tüm yerel yöneticileri şehirlerinin hayrına yapacakları işlerde desteklemeye devam edeceğiz. Kardeşlerim, sandıklar kapanmış, millet son sözünü söylemiş, kararını vermiştir. Hiçbir şekilde milletle inatlaşmayacağız. Milletin takdirini sorgulamaktan bugüne kadar olduğu gibi yine uzak duracağız. Hiçbir şekilde milletimizin kararına hürmetsizlik etmeyeceğiz. Açık yüreklilikle değerlendirecek, özeleştirimizi cesaretle yapacağız. Yanlışlarımız varsa düzelteceğiz.’’ dedi.
Tersi olduğu ve olumsuzlukların düzelmediği takdirde Türk Milletinin neler yapacağını da Türk Milleti Milli iradesini seçim sandıklarında net olarak gösterdi.
Türk Milletinin İktidara getirdiği partilere sizler bizlerin desteğiyle partinize eriştirdiği güç ile bir şekilde Milletvekili, Belediye Başkanları, dolaylı olarak Bürokrat, Teknokrat Kamuda üst makamlarda görev alma gibi birçok imkanlara kolayca sayemizde eriştirildiğinizi unutup, ne oldum delisi olduğunuzda, kerameti kendinizde sandığınız da geldiğiniz yerleri unuttuğunuzda halkın tokadını yersiniz, hiçbir kimse vazgeçilmez değildir. Türk Milletinin size verdiği oylarıyla maddi manevi güce zenginliklere erişseniz de sizlere değer veren ve buralara getiren şahsi menfaati olmadan oylarını verenler, bu şekilde yönetilmeyi hak etmemektedir, mesajı net oldu, böyle devam ederseniz Türk seçmeni cezanızı bugün Yerel Seçimlerde verdim, yarın genel seçimlerde daha sert keserim demiştir.