14.07.2024 18:19 | Güncelleme Tarihi: 14.07.2024 18:19
Fethullahçı Terör Örgütü'nün Türkiye'de 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi, Türk halkı, demokrasiye ve vatanseverliğe olan inancını bir kez daha o gece ortaya koydu.
Ve hain darbe girişimi, tarihe kara bir leke olarak geçti.
Bu hain girişim, Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türkiye'ye karşı yürüttüğü uzun soluklu bir planın bir parçasıydı ve ülkenin demokratik yapısını ve milli birliğini tehdit etmeyi amaçlasa da o gece, Cumhurbaşkanımız Başkomutanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği ve aziz milletimizin ferasetiyle başarılı olamadılar.
15 Temmuz gecesi sokaklara dökülen Türk milleti, tankların önüne çıkarak demokrasi ve özgürlüklerine sahip çıktı.
Bu direniş, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir manzara oluşturmuş ve Türk halkının vatanına ve değerlerine olan bağlılığını gözler önüne sermişti.
Türk milletinin o gece gösterdiği kahramanlık ve cesaret, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde bir dönüm noktası oldu.
Bu direniş, Türkiye'nin demokratik yapısının güçlenmesine ve millet iradesinin daha da önemsenmesine vesile oldu.
O karanlık geceyi aydınlatan, kahramanlık destanı yazan kardeşlerimlerimizi büyük bir minnetle, saygıyla anıyorum. Bu eşsiz vatan uğruna canını veren 252 kahraman şehidimizin ruhları şad olsun!
Gazilerimizden de Allah gani gani razı olsun!
Ne yazık ki FETÖ belası, 40 yıldan fazla bir süre devletin kılcal damarlarına sızmış ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeye çalışan bir terör örgütüydü.
FETÖ’nün lideri Fetullah Gülen'in emirleri doğrultusunda hareket eden militanları, devleti ele geçirmek ve Türkiye'yi kaosa sürüklemek amacıyla planlanmış bir darbe girişiminde bulundular.
Ancak Türk halkı, vatansever polisler, askerler, devletin tüm güvenlik güçleri tarafından büyük bir direnişle karşılaştı ve bu hain planın başarısızlığa uğramasını sağladı.
15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye'nin demokratik değerlerine yönelik büyük bir saldırıydı.
Darbeciler, demokratik seçme ve seçilme hakkını hiçe sayarak halkın iradesini yok saymaya çalıştılar.
Hesaba katmadıkları bir şey vardı; o da Türk milletiydi.
Halk, o gece demokrasiye ve milli egemenliğe sahip çıkarak, darbe girişimine karşı birlik ve beraberlik içinde bir direniş gösterdi. Bu direniş, dünya genelinde büyük bir saygı ve takdirle karşılanırken, Türkiye'nin demokratik değerlerine olan bağlılığını bir kez daha ortaya koydu.
Darbecilerin amacı Türkiye'yi kaosa sürüklemek ve ülkenin istikrarını bozmaktı, ancak Türk halkı bu hain planı boşa çıkardı.
15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden tam 8 yıl geçmiş olmasına rağmen, Türk milletinin hafızasında hala taze bir acı olarak yerini koruyor.
Bu hain saldırı sırasında FETÖ terör örgütü militanlarınca, vatandaşlarımızın arasına sızmış ve devletin en üst kademelerine ulaşmışlardı. Bu durum, Türkiye’nin iç güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu bir kez daha ortaya koymuştu. Bu karanlık gece, Türk milletinin birlik ve beraberliğini daha da pekiştirmiş ve hainlere karşı birlikte mücadele etme kararlılığını artırmıştı.
“Hain İçeriden Olunca Kapı Kilit Tutmazmış”
15 Temmuz Hain Darbe Girişiminin 8’inci yıldönümünde ne yazık ki FETÖ’cüler hala içimizde kol geziyor. Bir şekilde toplumda ve birçok yerde itibar görme çabalarına şahitlik ediyoruz.
Bazen de öyle bir tablo ile karşılaşıyoruz ki kanımız donuyor.
FETÖ’cü hain hapisten çıkıyor, sanki hastaneden taburcu olmuş gibi belli konumda bulunanlar, geçmiş olsun ziyaretine gidiyorlar.
“15 Temmuz’a tiyatro” diyen güruh toplumda kendine hala saygın bir yer bulabiliyor.
“Hain içeriden olunca kapı kilit tutmazmış” deyimi kullanmayı yerinde buluyorum, çünkü hainlerin güvenlik mekanizmasını aşarak içeri sızabileceğini ve zarar verebileceğini, 15 Temmuz’da askeri bir darbe girişiminde bulunarak devletin yönetimine el koymaya çalıştıklarını yaşadık. Ancak Büyük Lider Erdoğan’ın “sokağa, meydanlara çıkın” çağrısıyla Türk milleti, bu hain planı boşa çıkardı ve demokrasiye sahip çıkarak darbecilere karşı büyük bir direniş gösterdi.
Bu hain darbe girişiminin üzerinden geçen 8 yıla rağmen, FETÖ terör örgütü üyelerinin hala devletin çeşitli kademelerinde ve toplumun farklı kesimlerinde varlıklarını sürdürmeye çalıştıkları zaman zaman gündeme gelse de gerek Süleyman Soylu döneminde gerekse şu anki İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın FETÖ terör örgütü başta olmak üzere diğer terör ve suç örgütlerine geniş çaplı operasyonlar düzenlediklerine tanıklık ediyoruz.
MİT’in bu konudaki başarısını göz ardı edemeyiz.
Hainlerin içeriden sızmasıyla mücadele etmek için Türk devleti, çeşitli önlemler alıyor. Ayrıca hainlerin toplum içindeki destek ve korunmalarını engellemek için de çalışmalar yapılıyor. Bu mücadele devam ediyor ve hala içimizdeki hainlerle başa çıkmak için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor.
Burada sadece güvenlik güçlerine değil, aynı zamanda Türk halkına da büyük görev düşüyor.
Başka 15 Temmuz’lar, kurtuluş savaşları yaşamamak için daha fazla birbirimize kenetlenmeliyiz.
Birbirimizi ötelemek yerine birbirimize sahip çıkmalıyız.
Yedi düvele karşı daha da kenetlenmeliyiz.
Allah hainlere, kötülere fırsat vermesin!
Amin!