27.03.2024 22:41 | Güncelleme Tarihi: 29.03.2024 22:19
Sevgili okurlar bugün arkadaşlık sitelerinde tanışıp ilişki yaşayanlar konusunu ele aldık. Seks olgusu ayıp olarak görüldüğünden her haltı gizli saklı çeviririz. Fantezilerimiz aklımızın bir köşesinde, gerçekleşeceği günü bekler.
Yeni duyduğumuz seksüel eylemleri yapacak anı kollarız. Günü gelene kadar, takılır dururuz orda burada.
Arkadaşlık siteleri...
Hem teknoloji, hem de seks bir arada.
Çifte kavrulmuş.
Ağrısız, acısız, zahmetsiz.
Koşul yok, bağlanma yok, emek yok.
Amaç belli.
Amaç tek.
Amaç tek gecelik ilişkiler... Yeni akım telefondan ilişki yapmak. Beğeniyorsan sağa, beğenmiyorsan sola kaydır.
Erkekler arasında gittikçe yaygınlaşan, sadece heyecan ve cinsellik içeren, bunun için telefona inen uygulamalardan yararlanan ve kullan at tarzında yaşanan ilişki. Basit işleyişinin fonunda karmaşık bir mekanizma barındıran bu uygulamaların yarattığı “kolay lokma aşk/seks” kültürünü kendi deneyimlerimle ele almak istedim...
Sorumluluk prangasına girmeden, bedenin komutu doğrultusunda heyecan fırtınaları yaşamak.
Böylesi aldatma eylemi içinde bulunan erkekler incelenmiş, didik didik edilmiş.
İnternet faresi denilen bu zihniyetteki erkekler, internette tanıştıkları kadınlara, hiçbir bağ ve gelecek vaat etmeden sadece seks yapabilmek için yanaşıyor
Bu durumun kahramanlarından ikisi şöyle demiş;
4 yılda eşini defalarca aldatan Mehmet "İstemeden evlendim. Beni kandırdı. Kendimi kapana kısılmış bir hayvan gibi hissediyorum" Ayrıca rutin seksten çok sıkılmış! Ahmet ise, "Yeni kadınlarla tanışmak bana çok heyecan veriyor. Karım öğrense yıkılırdı." Durum bu.
Peki, bu durumda erkekler mi hatalı?
Erkekler mi bencil, duygusuz, insafsız sadece?
Evlilik sadakati bir yerde sızıntı yapıyorsa, çözümü belli.
Ama, seks tek başına yapılan bir eylem değil.
Bir partner erkekse, diğeri de kadın!
Talep eden adam kadar, onay veren kadın da pek masum değil efendim.
Eee, nedir daldaki durum usta derseniz?
Mekanik eylemler, mekanik sonuçlar doğurur.
Ortalık, ruhsuz insanlarla neden dolu sanıyorsunuz?! Öncelikle şunu kabul etmemiz gerekli: YALNIZIZ. Plazalar, ofisler, masa başı mesaileri, toplantılar, iş seyahatleri, sunumlar, projeler derken şehir hayatının gürültülü ve karmaşık yapısı da bizi durmadan sıkıştırma eğilimi gösteriyor ve yalnızlaşıyoruz. Modernizm sürecinde tost haline gelen bireylere dönüşüyor, kompaktlaşan duygularımızı kendimiz üzerinden tanımlamaya bile üşeniyoruz. Tam da bu noktada devreye arkadaşlık uygulamaları giriyor.