Hangi aile içi dinamikler cinsel istismar için risk faktörü?
Aile içi cinsel istismar vakalarının oldukça karmaşık ve
komplike durumlar olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Bu
tür vakalara ensest tanımı çerçevesinde bakılması gerekir. Ensest tipte
istismar en ağır istismar türlerinden biri olarak değerlendirilir. Nedenlerine
bakıldığında; ailenin sosyal ve ekonomik düzeyi, ebeveynlerin psikolojik ve
davranışsal sorunları, aile içi iletişim problemleri, aile içi şiddet,
cinselliğe dair katı inanç sisteminin ebeveynler tarafından benimsenmesi ve
sosyal çevre ile iletişim kurmaktaki güçlük ensest için risk faktörü olarak
değerlendirilir.” dedi.
“Çocuk izin verirse sevgimizi fiziksel temas ile
göstermeliyiz”
Aile içinde korunan ve benimsenen sınırların çocuğun dış
dünyaya açıldığında da ‘ben’ ve ‘öteki’ ayrımına dikkat etmesi, kendi
mahremiyetinin farkında olması ve kendisini koruması için oldukça önemli
olduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu bunun temelinin de aile
içinde atılması gerektiğini söyledi.
Çocuğa ‘benim çocuğum’ düşüncesi ile her zaman sınırsız bir
şekilde yaklaşmanın doğru olmadığının altını çizen Aydoğdu şöyle konuştu:
“Onun ayrı bir birey olduğunun unutulmaması ve temas etmeden
önce izin alınarak yapılması oldukça önemlidir. Kültürel normlarda
değerlendirildiğinde; bizler sevgimizi fiziksel temas ile gösteren bir yapıya
sahip bir milletiz ancak bu durum çocukların beden sınırlarını ve
mahremiyetlerini işgal edebilen bir noktaya gelmemize sebep olabiliyor. Bu
sebeple çocuktan öncelikle izin alınmalı ve çocuk izin verirse sevgimizi
fiziksel temas ile göstermemiz gerekir.”
Üvey aile bireyleriyle yaşayan çocukların ebeveynleri için
de önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu sözlerini şöyle
tamamladı:
“Burada dikkat edilmesi gereken nokta aile bireylerinin
öz/üvey olmasından ziyade çocuğun iyi-kötü dokunuş arasındaki farkı bilmesi ve
kendisine dokunulmadan önce izin alınması gerektiğidir. Maalesef tüm dünyanın kanayan
yarası olan çocuk istismarlarına bakıldığında sadece öz veya üvey ayrımı
yapılmadan bunun çocuğun başına geldiği görülmektedir. Bu sebeple çocuğu
bilinçlendirmek, ‘HAYIR’ demeyi öğretmek, çocuğumuza koşulsuz bir şekilde
inanacağımızı ve onu ne olursa olsun suçlamayacağımızı anlatmak çok
kıymetlidir.”