Savaşlar, iç çatışmalar ne yazık ki güzelim yeryüzümüzde
alabildiğine devam ediyor. Hemen yanı başımızda İsrail’in Gazze’ye 7 Ekim
2023’den bu yana yönelik saldırılarında çoğunluğunu kadın ve çocukların
oluşturduğu 35 bine yakın masum insan katledildi. Gazze’de sadece kadınlar,
çocuklar, masum siviller öldürülmüyor, doğrudan insanlığın kendisi öldürülüyor.
Orada insanlar, açlıktan, susuzluktan da ölüyor.
Sorunun bir de bireysel yanı var, bireysel şiddet. Kadına,
çocuğa insana karşı işlenen bireysel şiddet. Daha birkaç gün önce, Adana’da bir
işyerine yönelik düzenlenen silahlı saldırıda, oradan otomobiliyle geçerken
kurşun isabet eden genç bir anne, oğlunun yanında öldü. İstanbul’da özel bir
lisenin müdürü, okuldan atılan öğrencisi tarafından odasında katledildi. Bilmem
hangi ilimizde, yöremizde bir anne, bir kadın en yakınındaki erkek tarafından
canından edilmesin, hangi bir örneğini sayabiliriz ki…
Şiddet, bireysel silahlanma alabildiğine gidiyor.
İstanbul’da öğretmenini öldüren 17 yaşındaki çocuk nasıl silah edinebilir. Her
önüne gelende silah bulunuyor. Trafikte hareket etmek, yolda, sokakta yürümek
artık cesaret edilir bir noktaya geldi. Düğün gibi, nişan gibi törenlerde
insanların en mutlu olduğu törenlerde sıkılan silahlar nedeniyle insanlarımızı
kaybediyoruz. Bu, sözüm ona nasıl bir eğlence anlayışıdır, sorarım sizlere.
İnsanlar en küçük olumsuz bir davranışta silaha, bıçağa sarılıyor, dehşet
saçıyorlar. Bu tabancalar, tüfekler nereden geliyor, nasıl temin edebiliyorlar?
Bireysel silahlanmanın önüne mutlaka geçmeliyiz. Hatta silah ruhsatlarını dahi
zorlaştırmalıyız.
Şiddeti artık bireysel yaşamımızdan da toplumsal
yaşamamızdan yok etmeliyiz.